22 Aralık 2010 Çarşamba

Seattle: Güvenli, çokkültürlü ve yemyeşil...

17 saati bulan yorucu bir uçak yolculuğun sonunda, fırtınalı bir havada inişin ne kadar zor olduğunu iliklerine kadar hissederek, nihayet "Yeni Kıta"ya inmiştik. Zaman kavramının ne kadar göreceli olduğunun ayırdına, okyanus aşırı batıya doğru uçuş esnasında varıyorsunuz. İstanbul’dan uçağa binerken "Good Morning", aktarma için Amsterdam’da uçaktan inerken ve yeniden uçağa binerken "Good Morning" ve nihayet Seattle’da uçaktan indikten sonra yine "Good Morning" diye karşılıyor sizi uçuş ekibi ve bu size garip geliyor. İlk kalkış yerinden 10 saat daha gerideydik...

Seattle; Washington eyaletinde bulunan, Amerika'nın kuzey batısının en büyük ticaret merkezi ve dünyanın en büyük 10 şehrinden biri... Starbucks, Boeing ve Amazon gibi çok büyük bütçeli firmaların merkezinin bulunduğu Seattle, iklim olarak her ne kadar Amerika'nın en kuzey noktalarından birisinde olsa da, Pasifik'ten taşınan sıcak su akıntılarının karaya vurduğu ve iklimini ılımanlaştırdığı, her mevsim yağışlı ve ılıman bir bölge...

Şehir, adını kuruluşundan önce bu bölgede yaşayan ve daha sonra göç ettirilmek zorunda bırakılan Kızılderili Duwamish ve Suquamish kabilelerinin önderi Şef Seattle'dan (Si’ahl) alıyor. Seattle; aynı zamanda, dünyaca ünlü Grup Nirvana’nın doğduğu ve ABD'deki ilk genel grevin 1919 yılında başladığı şehir. Seattle'ın Pasifik üzerineden Japonya'ya ne kadar yakın olduğunu, metro ve otobüs istasyonlarında İngilizce uyarıların yanında Japonca uyarıların olmasının yanı sıra etrafınızdaki insanları gözleyerek de rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.

Uçaktan indikten sonra deli gibi yağan yağmurun gürültüsü arasında Seattle’dan Olimpia'ya geçiyoruz. EF Seattle okulunun bulunduğunu Olimpia, Seattle'a yaklaşık 1 saat uzaklıkta... Kasım ayı olması ve yağmurun bu denli şiddetli olması sizi biraz bunaltsa da, yeni insanlarla tanışacak olmak heyecanlandırıyor. Fam Tour katılımcıları Kanada’da Vancouver'da başladı ve ben Seattle'dan Olimpia'ya geçerken onlar da şu anda yolda otobüsle geliyor olmalılar.

Sabah otelden EF Seattle okulunun bulunduğu Evergreen State College'a geçerken, dün akşam yemekte yeni tanıştığım tur (iş) arkadaşlarımın ve okul ekibinin isimlerini hatırlamaya çalışıyorum. "Nina, from Russia", "Bruno, from Brazil or Peru", "Katarina, from where?"


Gece boyu yağan ve hiç dinmeyen yağmur, tüm şiddetiyle devam ediyor ve Evergreen State College'a varıyoruz. Olimpia’ya otobüsle yaklaşık 45 dakikalık masefedeki kampus, adından da anlaşılacağı gibi yeşillikler içinde ve doğayla iç içe büyük bir üniversite kampusu... İçinde neredeyse her türlü sporun yapılabileceği kapalı ve açık spor salonları, büyük bir yüzme havuzu, büyük bir kütüphane, çok geniş bir bilgisayar salonu var. Tüm bunlar, size burada sıkılmanın ne kadar zor olduğunu ispatlamak için yapılmış sanki...

Kampus içerisindeki tek ve iki katlı apartmanlar, öğrencilerin konaklamaları için tasarlarmış. Bu apartmanları gezerken önünde biraz solmuş çiçeklerle Nirvana yazılı diğerlerinden daha farklı bir apartman görülüyor. Nirvana'nın ilk bestelerini bu apartmanda yapmış olduğunu öğrenmek, sizi buraya biraz daha yakınlaştırıyor.

Öğle yemeği için gittiğimiz okul kantininde, "daha önce hiç bu kadar büyük bir üniversite kantini gördüm mü?" ve "bu kadar zengin bir üniversite menüsü olur mu?" diye düşünüyorum. Menüde ne ararsanız var. 5 çeşit çorba, neredeyse her çeşit sebzelerin bulunduğu zengin bir salata menüsü, her renkten eti bulabileceğiniz yemekler, vejetaryenler için farklı alternatifler, tatlı çeşitleri, size yemek konusunda hiç kimsenin sorun yaşamayacağının garantisini veriyor. Üstelik, bu açık büfe menüsünün fiyatı sadece 5 dolar ve kampusta konaklayan öğrencilerin konaklama fiyatına yemek de dahil...

Yemekten sonra EF çalışanlarıyla tanışıyoruz ve öğrencilerle tanışma fırsatı buluyoruz. Gözüm okuldaki Türk öğrencileri arıyor, ancak öğleden sonra derslerinin olmadığını öğreniyorum. Öğrencilerin yüzlerindeki gülümsemeden mutlu oldukları anlaşılıyor. Böylesine geniş olanaklara sahip bir kampusta, dünyanın dört bir yanından gelmiş her milletten gerek EF, gerekse üniversite öğrencinin arasında mutsuz olmak biraz çaba istese gerek.

EF Seattle okulunu, üniversite kampus hayatını iliklerine kadar yaşamak isteyen ve yağmurla problemi olmayanlara şiddetle tavsiye ediyorum...

Tur notlarım sürecek :) San Francisco, çok yakında...

Ahmet Yıldırım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder