"Wingardium Leviosaa"... Eğer bu sihirli kelimeleri söylerseniz, elinizdeki asanın ucundan kayıp giden bir tüyü uçuşurken görebilirsiniz...
İngiliz yazar J. K. Rowling tarafından 7 kitaplık bir seri olarak yazılan Harry Potter, çıktığı ilk günden itibaren tüm okurlar tarafından çok beğenilerek bir fenomen haline geldi. Gelin; genel hatlarıyla Harry Potter kimdi, neydi bir hatırlayalım...
Harry Potter, 10 yıl boyunca hiçbir zaman sevemediği Petunia teyzesi, Vernon eniştesi ve nefret ettiği itici kuzeni Dudley ile yaşamak zorunda kalmıştır. Anne ve babasının bir trafik kazasında öldüğünü sanan Harry, Hogwarts'da Anahtarların ve Toprakların Bekçisi Rubeus Hagrid'in verdiği mektupla başlayan olaylarla durumun böyle olmadığını anlayacaktır. Harry'nin Muggle (büyü-dışı) doğumlu cadı annesi Lily Potter ve büyücü babası James Potter, Harry daha bir yaşındayken Voldemort tarafından öldürülmüşlerdir. Harry, "Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu"na hiç başvurmamasına rağmen oradan kabulü gelmesiyle, kendisinin de bir büyücü olduğunu anlar. 7 sene boyunca okuyacağı bu gizemli ve devasa okulda onu bekleyen birbirinden tehlikeli ve heyecanlı serüvenlerle, daha ilk senesinde becerikli bir büyücü olup çıkar. Hemen hemen her sene Voldemort ile savaş yapan Harry, yaşının çok üstünde bir cesaret sergiler.
Okurken hayal edemeyeceğimiz bu sürevenlerle dolu seri, Chris Columbus tarafından 2001 yılında filme alındı. Gözümüzde canlandıramayacağımız sahneleri mükemmel şekilde önümüze seren film serisi, bugünlerde sona çok yaklaşmış durumda... Seri başlarken ufacık bir çocuk olan serinin ünlü aktörü Daniel Radcliffe, şu anda Broadway’deki oyunlarda boy gösteren ünlü bir oyuncu haline geldi. Serinin son filmini 2 bölüm halinde çekmeye karar veren yönetmenin ilk filmi, 17 Kasım’da vizyona girdi. İkinci bölüm, 15 Kasım 2011'de 3D olarak gösterime girecek ve Harry Potter efsanesi, genç ve genç kalanların gönlünde hep yaşayacak.
Harry Potter filmlerinde kullanılan aksan, filmleri orijinal dilinde izlemeyi tercih edenler için başlarda zor anlaşılsa da, zamanla alışılıyor ve kulağa çok hoş geliyor. Peki ya siz farklı aksanları anlayabiliyor musunuz? Herkesin favorisi olan aksanlar vardır. Aksanı en iyi kapmanın yolu da, dili yerinde öğrenmektir.
Eğer İngiliz aksanı seviyorsanız, EF’in İngiltere’deki okullarında eğitim almayı düşünebilirsiniz. Üstelik Aralık sonuna kadar yaptırdığınız kayıtlarda %10 indirim var! Hele bir de Manchester veya Bristol okullarına 6 hafta ve üzeri kayıt olduysanız, EF’in size hediye edeceği iPad’inizle eğlence dolu anlara dalma zamanıdır! Kimbilir, belki de uçakta iPad'inizle Harry Potter serilerinden birini izler ya da okursunuz :)
"İngiliz aksanını sevmiyorum, ben Amerikan aksanını daha sempatik buluyorum" derseniz de, EF’in Amerika'daki dil okulları sizi bekliyor...
O zaman şimdi "Carpe Portus" büyüsüyle istediğiniz okula cisimlenme zamanı...
Umut Çağatay & Şirin Yurttaş