Birçoğunuzun da hatırlayacağı gibi ilk yazım Seattle hakkındaydı. Seattle’ın nasıl bir yer, EF Seattle’ın nasıl bir okul olduğunu gördüğüm kadarıyla sizle paylaşmıştım. Şimdi de Seattle’dan sonra ikinci durağımız olan San Francisco hakkında deneyimlediklerimi anlatmaya çalışacağım.
Amerika’nın kuzeybatısındaki Seattle’dan havalanan uçağımız güneye doğru yaklaşık 4 saatlik bir uçuşun ardından, San Francisco’ya inmişti. Seatle’daki o yağmurlu ve bir o kadar nemli hava yerini daha açık ve güneşli bir gökyüzüne bırakmıştı. İklim olarak, California’daki diğer şehirlere göre daha soğuk ve yağışlı olsa da San Francisco nispeten daha sıcak bir şehir. Hava şartları açısından İstanbul’a yakın koşullara sahip olan şehir, coğrafi çeşitlilik anlamında da İstanbul’la birçok benzerlik gösteriyor.
Uçaktan indikten sonra, otele valizlerimizi bırakıyor ve akşam yemeği için otelden ayrılıyoruz. ‘The Embarcadero Bulvarı’ndan geçerek akşam yemeği için gideceğimiz restorana doğru yol alıyoruz. Yol üzerinde birçok kafe, bar ve pub görüyoruz. Çok kültürlü bir şehirde yaşadığınızı, dünyanın neredeyse bütün mutfaklarının sergilendiği restoranların önünden geçerken çok daha iyi anlıyorsunuz.
Ertesi gün güzel bir havada otelde kahvaltının ardından okula yürüyerek ulaşıyoruz, tabii ki bavullarımızla! Okul şehir merkezine ve sahile yürüyüş mesafesinde. Hemen önünde, tramvay durağı bulunan EF San Francisco okulunda 12 derslik ve 2 Ilab sınıfı var.
Okulu gezdikten sonra, yaklaşık 20 dakikalık uzaklıktaki EF yurduna gidiyoruz. Oldukça konforlu olan yurdun, 3. ve 4. katları sadece EF öğrencilerine ayrılmış. Yurt, tek kişilik veya iki/üç kişilik oda seçenekleriyle öğrencilerin hizmetinde.
Okul ve yurttaki ziyaretlerimiz esnasında 4 Türk öğrenciyle karşılaşma imkanı buluyorum. Okulla ve şehirle ilgili memnuniyetlerini dinledikten sonra grupla beraber bir otobüsle şehir turu yapıyoruz. Son dönemlerde gösterime giren ‘2012’ ve ‘Milk’ gibi filmlerin etkisiyle gezdiğim caddeler çok tanıdık geliyor bana.
San Francisco İstanbul’a çok benziyor demiştim, hatırlarsanız. İşte size ilk benzerlik; şehrin sembolü “Golden Bridge”, San Franciso yarım adasını şehrin diğer bölümüne bağlıyor. Bu köprünün isminin, İstanbul’daki Haliç Köprüsü’nden (Golden Horn) esinlerenerek verildiği yönünde yaygın bir inanış var. Diğer bir benzerlikse iki şehrinde deprem bölgesi olması. San Francisco depremselliği itibariyle de İstanbul gibi, çok aktif bir deprem kuşağında yer almaktadır. 1906 yılındaki büyük deprem, San Franciso ile beraber Kuzey Kalifornia’yı da yerle bir etmiş. Birçok binanın sarsıntıda yıkılmasıyla beraber, gaz hatlarındaki kopmalar yangınlara sebep olmuş. Yangınlar şehre yayılmış ve şehrin neredeyse dörtte üçü yanmış. O günkü nüfusu 400.000 olan şehrin yarısı evsiz kalmış. Ama şehir yaralarını sarmayı başarmış.
Şehrin, deprem bölgesinde yer alması dolayısıyla çok katlı binaların sayısı diğer eyaletlere göre nispeten daha az. Güney tarafı dışında diğer üç yanı denizle çevirili olan San Francisco, neredeyse kare şeklinde, planlı bir yarımada üzerine kurulu. Bu yarımadanın kuzeydoğu köşesi, ‘Downtown’ olarak adlandırılan şehrin merkezi. Şehrin en önemli özelliklerinden bir tanesi de, uzun caddeleri ve cadde üzerindeki tramvaylar. Okulumuz, tam da Downtown adlı merkezde bulunuyor ve yine daha önce bahsettiğim gibi hemen önünden tramvay geçiyor. Oldukça merkezi, değil mi?
Şunu diyebilirim ki; EF San Francisco okulu California’daki diğer şehirlere de yakın olması itibariyle ayrı bir çekim merkezi. İklimi, çok kültürlülüğü ve okyanusa bakıyor olması dolayısıyla eğlenceyi seven, hareketli, entellektüel bir şehirde dil eğitimi almak isteyenler için ideal bir merkez.
Şehir turundan sonra okula tekrar dönüyoruz ve valizlerimizle beraber havaalanının yolunu tutuyoruz. Öğleden sonra saat 15:50 uçağıyla San Diego’ya gitme vakti yaklaşıyor…
Bir sonraki durak San Diego….
Sevgiler,
Ahmet Yıldırım
EF Türkiye ekibinin dünyaya açılan penceresi... Seyahat, spor, sanat ve hayata dair her şey bu blogda!
29 Ocak 2011 Cumartesi
27 Ocak 2011 Perşembe
Rüyalar gerçek olsa...
Rüyalar gerçek olsa ve yıllardır hayalini kurduğunuz yurtdışı eğitiminizi burslu alsanız...Düşününce gerçekten de çok heyecan verici değil mi?
Öyleyseeee, sıkı durun! Size muhteşem bir haberimiz var...
EF Burs Yarışması'nı kazanıp hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Yarışmaya katılmak da kazanmak da aslında çok kolay. Tek yapmanız gereken bize neden yurtdışına gitmek istediğinizi anlatmak, bunu www.facebook.com/EFTurkiye 'nin duvarında paylaşmak ve en beğenilen yazı olmasını sağlamak. Arkadaşlarınıza büyük iş düşüyor! Tüm arkadaşlarınızı sayfamıza yönlendirin ve duvar yazınızı beğenmelerini sağlayın. Bir de tüm bunlara yaratıcılık eklersenizzzz, EF size 9 aylık eğitiminiz için 4000 USD burs versin. Nasıl? Harika değil mi?
Gelin, yarışmanın detaylarını madde madde inceleyelim:
1. adım: www.ef.com.tr/winscholarship sayfasına gidin, sağda göreceğiniz forma, kişisel bilgilerinizi girin.
2. adım: Facebook'ta sayfamızı beğenin ve EF ailesinin bir parçası olun.
3. adım: Neden yurtdışına gitmeniz gerektiğini Facebook'ta duvarımızda paylaşın, 1 cümle yeterli.
4. adım: Bekleyin ve kazanın! En yaratıcı 3 duvar yazısı EF Yurtdışı Akademik Yıl* kursları için burs kazanacak. Duvar yazınızın popüler olması için arkadaşlarınızdan yardım alın ve gönderdiğiniz yazıyı beğenmelerini isteyin. Kazananı seçmemizde duvar yazınızın beğenme sayısı etkili olacak. Kazanan 1 Mart 2011'de bu internet sitesinde ve Facebook sayfamızda ilan edilecek.
En son katılma tarihi: Yarışmaya 28 Şubat'a kadar katılabilirsiniz.
Hepinize iyi şanslar!
Sevgiler,
EF Türkiye
Öyleyseeee, sıkı durun! Size muhteşem bir haberimiz var...
EF Burs Yarışması'nı kazanıp hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Yarışmaya katılmak da kazanmak da aslında çok kolay. Tek yapmanız gereken bize neden yurtdışına gitmek istediğinizi anlatmak, bunu www.facebook.com/EFTurkiye 'nin duvarında paylaşmak ve en beğenilen yazı olmasını sağlamak. Arkadaşlarınıza büyük iş düşüyor! Tüm arkadaşlarınızı sayfamıza yönlendirin ve duvar yazınızı beğenmelerini sağlayın. Bir de tüm bunlara yaratıcılık eklersenizzzz, EF size 9 aylık eğitiminiz için 4000 USD burs versin. Nasıl? Harika değil mi?
Gelin, yarışmanın detaylarını madde madde inceleyelim:
1. adım: www.ef.com.tr/winscholarship sayfasına gidin, sağda göreceğiniz forma, kişisel bilgilerinizi girin.
2. adım: Facebook'ta sayfamızı beğenin ve EF ailesinin bir parçası olun.
3. adım: Neden yurtdışına gitmeniz gerektiğini Facebook'ta duvarımızda paylaşın, 1 cümle yeterli.
4. adım: Bekleyin ve kazanın! En yaratıcı 3 duvar yazısı EF Yurtdışı Akademik Yıl* kursları için burs kazanacak. Duvar yazınızın popüler olması için arkadaşlarınızdan yardım alın ve gönderdiğiniz yazıyı beğenmelerini isteyin. Kazananı seçmemizde duvar yazınızın beğenme sayısı etkili olacak. Kazanan 1 Mart 2011'de bu internet sitesinde ve Facebook sayfamızda ilan edilecek.
En son katılma tarihi: Yarışmaya 28 Şubat'a kadar katılabilirsiniz.
Hepinize iyi şanslar!
Sevgiler,
EF Türkiye
22 Ocak 2011 Cumartesi
Geleceğini şekillendiren gençler...
Artık devir değişti. Gençler, hayatlarını değiştirecek fırsatın ayağına gelmesini bekleyecek lükse sahip değil. Okul biter bitmez ideallerindeki iş hazır değil. Rekabet arttı, iş yaşamı zorlaştı. Peki hiç umut yok mu? Elbette var! Bugünün gençleri, başarılı olabilmek ve rakipleri arasından sıyrılabilmek için kendilerine yatırım yapıyor, geleceklerini şekillendiriyor...
Bu yazımızda 2 başarılı örnek vermek istiyoruz size. Yaratıcılıklarıyla dikkatimizi çeken bu 2 marka, iddialı birer isim olma yolunda hızla ilerliyor.
İlk örneğimiz naiftasarım... Dikkatimizi, tüketicileriyle ilk kez buluştukları İstanbul Design Week 2010'da çektiler. naiftasarım, 2010 yılında Alper Karagöz, Efecan Gürbüz ve Onur Besen isimli üç genç tasarımcı tarafından kurulmuş. Türkiye'de okuduktan sonra yurtdışında da eğitim alan genç tasarımcılar, şirketlerini "mutlulukla kullanılan, geri dönüşüme uygun, uzun ömürlü ve doğal malzemeden üretilmiş ürünler tasarlamak" amacıyla kurduklarını söylüyorlar. Bir yandan iç mimari projeler ve ürün tasarımı çalışmalarını sürdürürken; mobilya, aydınlatma ve aksesuvarlardan oluşan ürün gamının tamamını, marangoz ve demir atölyelerinden el yapımı olarak, seri üretim kalitesinde ve standardında üretiyorlar. Bu devirde, bu kadar özen ve incelik... Pes doğrusu...
Bizim favorimiz, yanda görülen "bosforus" isimli kitaplık... Ne kadar şık ve farklı, değil mi? naiftasarım'ı merak ettiyseniz Caddebostan’daki küçük ama çok şeker showroomlu ofislerini ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Ayrıca bu aydan itibaren bazı ürünlerini Dank! Design ve NORDist gibi ünlü tasarım mağazalarında da sunmaya başlayacaklar. Bir de 3-6 Mart 2011 tarihleri arasında i-deco 2011 Dekorasyon, Mobilya ve Tasarım Fuarı’na katılacaklarını duyduk, bizden söylemesi... Endüstriyel tasarım meraklılarına duyurulur! :)
Diğer başarılı örneğimiz de moda alanında... 62'den tavşan çıkaran bir tasarım kumpanyası: Kumpanya 62! Nişantaşı’nda Amerikan Hastanesi'nin hemen arkasında sıcacık bir butik burası. İçeriye ilgi çekici bir konsept hakim; çalan müzikler, mimari tasarım, kullanılan aksesuvarlar, deneme kabinleri, eski gramofonlar, dönmedolaplar, her biri sizi alıp farklı yerlere götürüyor... Peki Kumpanya 62 nedir, ne yapar, kimler kurdu? Hemen söyleyelim; Kumpanya 62’nin kurulma amacı, genç tasarımcıların düşündüklerini hayata geçirebilecekleri ve bunları sergileyebilecekleri bir alan yaratmakmış. Ürettiklerini satışa sunan Kumpanya 62’nin parlayan yıldızları ise Gonca Karadeniz, Tanya Çankar, Cihan Nacar, Tuğçe Ülkümen, Başak Tinli, 2ters 1düz, Leylan Gökçe, Nilay Sorgüven, Pırıl Sürmen, Zeynep Yavuz, Sudi Etüz, Tuğba Ansen, Vivette Yeruşalmi, Burcu Tansuğ, Ebru Özkan, Seher Şehirli, Nazlı Bozdağ ve Burcu Kuru. Tasarımcıların bir kısmı Türkiye'deki La Salle International Academy'de eğitim alırken, diğerleri yurtdışında okuyarak kendilerini geliştirmiş.
İki çocukluk arkadaşının yıllardır hayalini kurdukları ve 29 Mayıs 2010’da hayata geçirdikleri Kumpanya 62’nin ilk koleksiyonunun teması, "Alice in Wonderland" idi. Kullanılan kumaşlar ve mağazanın hemen altında kurulu atölyede dikilen elbiselerle kendinizi tamamen bir masalın içinde hissediyordunuz. Üstelik beğendiğiniz bir elbisenin bedeninin kalmadığını öğrendiğinizdeki hayalkırıklığını yaşamak bu mağazada yasak! Çünkü hemen siparişini alıyorlar ve tam da sizin ölçülerinize göre yenisini üretiyorlar. Nasıl? Harika, değil mi? Bu koleksiyondaki favorimizi yanda görebilirsiniz. Kumpanya 62’nin masal kahramanlarından biri olmak isterseniz, doooğru Nişantaşı'na...
İşte gördünüz, daha doğrusu okudunuz :) Hayalleri gerçekleştirmek, başarılı olmak ve adınızı duyurmak için önce inanmak ve sonra da çabalamak gerek... Siz de "geleceğini şekillendiren gençler"den olmak istiyorsanız; yolunuz şimdiden açık olsun, doğru yoldasınız... Geleceğinizi şekillendirmeye nerden başlayacağınıza iyi karar verin; örneğin, neden EF ile yurtdışı eğitime giderek olmasın?
İyi şanslar dileriz!
EF Türkiye
Bu yazımızda 2 başarılı örnek vermek istiyoruz size. Yaratıcılıklarıyla dikkatimizi çeken bu 2 marka, iddialı birer isim olma yolunda hızla ilerliyor.
İlk örneğimiz naiftasarım... Dikkatimizi, tüketicileriyle ilk kez buluştukları İstanbul Design Week 2010'da çektiler. naiftasarım, 2010 yılında Alper Karagöz, Efecan Gürbüz ve Onur Besen isimli üç genç tasarımcı tarafından kurulmuş. Türkiye'de okuduktan sonra yurtdışında da eğitim alan genç tasarımcılar, şirketlerini "mutlulukla kullanılan, geri dönüşüme uygun, uzun ömürlü ve doğal malzemeden üretilmiş ürünler tasarlamak" amacıyla kurduklarını söylüyorlar. Bir yandan iç mimari projeler ve ürün tasarımı çalışmalarını sürdürürken; mobilya, aydınlatma ve aksesuvarlardan oluşan ürün gamının tamamını, marangoz ve demir atölyelerinden el yapımı olarak, seri üretim kalitesinde ve standardında üretiyorlar. Bu devirde, bu kadar özen ve incelik... Pes doğrusu...
Bizim favorimiz, yanda görülen "bosforus" isimli kitaplık... Ne kadar şık ve farklı, değil mi? naiftasarım'ı merak ettiyseniz Caddebostan’daki küçük ama çok şeker showroomlu ofislerini ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Ayrıca bu aydan itibaren bazı ürünlerini Dank! Design ve NORDist gibi ünlü tasarım mağazalarında da sunmaya başlayacaklar. Bir de 3-6 Mart 2011 tarihleri arasında i-deco 2011 Dekorasyon, Mobilya ve Tasarım Fuarı’na katılacaklarını duyduk, bizden söylemesi... Endüstriyel tasarım meraklılarına duyurulur! :)
Diğer başarılı örneğimiz de moda alanında... 62'den tavşan çıkaran bir tasarım kumpanyası: Kumpanya 62! Nişantaşı’nda Amerikan Hastanesi'nin hemen arkasında sıcacık bir butik burası. İçeriye ilgi çekici bir konsept hakim; çalan müzikler, mimari tasarım, kullanılan aksesuvarlar, deneme kabinleri, eski gramofonlar, dönmedolaplar, her biri sizi alıp farklı yerlere götürüyor... Peki Kumpanya 62 nedir, ne yapar, kimler kurdu? Hemen söyleyelim; Kumpanya 62’nin kurulma amacı, genç tasarımcıların düşündüklerini hayata geçirebilecekleri ve bunları sergileyebilecekleri bir alan yaratmakmış. Ürettiklerini satışa sunan Kumpanya 62’nin parlayan yıldızları ise Gonca Karadeniz, Tanya Çankar, Cihan Nacar, Tuğçe Ülkümen, Başak Tinli, 2ters 1düz, Leylan Gökçe, Nilay Sorgüven, Pırıl Sürmen, Zeynep Yavuz, Sudi Etüz, Tuğba Ansen, Vivette Yeruşalmi, Burcu Tansuğ, Ebru Özkan, Seher Şehirli, Nazlı Bozdağ ve Burcu Kuru. Tasarımcıların bir kısmı Türkiye'deki La Salle International Academy'de eğitim alırken, diğerleri yurtdışında okuyarak kendilerini geliştirmiş.
İki çocukluk arkadaşının yıllardır hayalini kurdukları ve 29 Mayıs 2010’da hayata geçirdikleri Kumpanya 62’nin ilk koleksiyonunun teması, "Alice in Wonderland" idi. Kullanılan kumaşlar ve mağazanın hemen altında kurulu atölyede dikilen elbiselerle kendinizi tamamen bir masalın içinde hissediyordunuz. Üstelik beğendiğiniz bir elbisenin bedeninin kalmadığını öğrendiğinizdeki hayalkırıklığını yaşamak bu mağazada yasak! Çünkü hemen siparişini alıyorlar ve tam da sizin ölçülerinize göre yenisini üretiyorlar. Nasıl? Harika, değil mi? Bu koleksiyondaki favorimizi yanda görebilirsiniz. Kumpanya 62’nin masal kahramanlarından biri olmak isterseniz, doooğru Nişantaşı'na...
İşte gördünüz, daha doğrusu okudunuz :) Hayalleri gerçekleştirmek, başarılı olmak ve adınızı duyurmak için önce inanmak ve sonra da çabalamak gerek... Siz de "geleceğini şekillendiren gençler"den olmak istiyorsanız; yolunuz şimdiden açık olsun, doğru yoldasınız... Geleceğinizi şekillendirmeye nerden başlayacağınıza iyi karar verin; örneğin, neden EF ile yurtdışı eğitime giderek olmasın?
İyi şanslar dileriz!
EF Türkiye
21 Ocak 2011 Cuma
Kırmızı halı fotoğrafları
Merhaba Sevgili EFormation Türkiye okurları!
Birkaç gün önce EF Cambridge Öğrenci Hizmetleri Direktörü Rachael Day’dan çok hoş bir e-posta aldık. Rachael, bize heyecanla Ocak başlangıçlı Yurtdışı Akademik Yıl Programları'na başlayan öğrenciler için hazırladıkları karşılama seramonisini anlattı. Biz de onun aktardıklarını sizlerle paylaşmak istedik.
Umarız hoşunuza gider...
***
Ocak başlangıçlı Yurtdışı Akademik Yıl Programları’na kayıt olan öğrencilerimiz okulumuza ulaştı ve onları, okulun girişine serdiğimiz özel bir kırmızı halıyla VIP olarak karşıladık.
Elbette onları karşılayan sadece okul çalışanlarımız değildi. Harry Potter ve William Shakespeare de öğrencilerimize sıcak bir karşılama sundu :)
Daha sonra, paparazziler okula ulaştı ve VIP yıldızlarımızı yeni arkadaşlarıyla görüntüledi. Polaroid fotoğraflar sergilendi, kazananlar ödüllendirildi ve ilk gün anısı olarak hepsi bu fotoğrafları sakladı.
Ama bitti mi, bitmedi… Bütün bunların yanı sıra, bir kavanoz dolusu alphabetti spaghetti ile kaç tane İngilizce kelime çıkarılabileceği sorusunu içeren eğlenceli bir quiz de hazırladık. Jönklörlük, tabak çevirme ve daha birçok şey üzerine sirk çalışmaları da yaptık.
Burada geçirecekleri zamanın geri kalanında daha birçok farklı aktiviteye katılmalarını sağlamak amacıyla planlar yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de Şubat’ta gerçekleştireceğimiz ve “Yetenek Sizsiniz” formatının orijinalinden esinlenilen “EF’s Got Talent” yarışması...
Bizden şimdilik bu kadar... Daha birçok öğrenciye faydalı ve keyifli bir yurtdışı dil eğitimi deneyimi sunmak üzere Cambridge okulumuza bekliyoruz!
Sevgilerimizle,
EF Cambridge Ekibi
Birkaç gün önce EF Cambridge Öğrenci Hizmetleri Direktörü Rachael Day’dan çok hoş bir e-posta aldık. Rachael, bize heyecanla Ocak başlangıçlı Yurtdışı Akademik Yıl Programları'na başlayan öğrenciler için hazırladıkları karşılama seramonisini anlattı. Biz de onun aktardıklarını sizlerle paylaşmak istedik.
Umarız hoşunuza gider...
***
Ocak başlangıçlı Yurtdışı Akademik Yıl Programları’na kayıt olan öğrencilerimiz okulumuza ulaştı ve onları, okulun girişine serdiğimiz özel bir kırmızı halıyla VIP olarak karşıladık.
Elbette onları karşılayan sadece okul çalışanlarımız değildi. Harry Potter ve William Shakespeare de öğrencilerimize sıcak bir karşılama sundu :)
Daha sonra, paparazziler okula ulaştı ve VIP yıldızlarımızı yeni arkadaşlarıyla görüntüledi. Polaroid fotoğraflar sergilendi, kazananlar ödüllendirildi ve ilk gün anısı olarak hepsi bu fotoğrafları sakladı.
Ama bitti mi, bitmedi… Bütün bunların yanı sıra, bir kavanoz dolusu alphabetti spaghetti ile kaç tane İngilizce kelime çıkarılabileceği sorusunu içeren eğlenceli bir quiz de hazırladık. Jönklörlük, tabak çevirme ve daha birçok şey üzerine sirk çalışmaları da yaptık.
Burada geçirecekleri zamanın geri kalanında daha birçok farklı aktiviteye katılmalarını sağlamak amacıyla planlar yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de Şubat’ta gerçekleştireceğimiz ve “Yetenek Sizsiniz” formatının orijinalinden esinlenilen “EF’s Got Talent” yarışması...
Bizden şimdilik bu kadar... Daha birçok öğrenciye faydalı ve keyifli bir yurtdışı dil eğitimi deneyimi sunmak üzere Cambridge okulumuza bekliyoruz!
Sevgilerimizle,
EF Cambridge Ekibi
19 Ocak 2011 Çarşamba
Suyun kalbindeki şehirler...
Dünyanın içinden deniz geçen tek şehri; İstanbul... Doğa harikası bir deniz ve boğaza sahip olmanın yanı sıra, yüzyıllardır çok büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış, geçmişe tanıklık ettiği kadar geleceğin de yükselen yıldızı... Asya ile Avrupa'yı birleştirmenin verdiği öneme ek olarak, dünyaca ünlü camiileri, kiliseleri, sinagoglarıyla tam bir medeniyet odağı... İstanbul’un tadını almış insanlar için denizin anlamı daha farklıdır. Denizsiz yaşayamamak, her yolun sonunda denize ulaşmak, her yerden o havayı hissedebilmek...
Dünyada İstanbul kadar olmasa da, aynı hisleri yaşatabilecek başka şehirler de var. Mesela içinden dünyaca ünlü Seine Nehri geçen, dünyanın moda ve sanat başkenti Paris... Eiffel Kulesi'ne çıkıp içeceğinizi yudumlarken, Seine Nehri’ne bütünüyle hakim olabilirsiniz. Şehrin en güzel caddesi olan Champs-Élysées'de boylu boyunca gezip sınırsızca alışveriş yapabilirsiniz. Yorulduğunuz zaman ünlü kafelerinde oturup şehrin muhteşem güzelliğinin tadını çıkarabilirsiniz. Daha da önemlisi; gezerken ve tatil yaparken Fransızca öğrenip dilinizi geliştirebilirsiniz.
Bir diğer seçenek ise Tiber ve Aniane nehirlerinin arasına konuşlanmış olan Roma şehri... Ünlü mimari yapıları, muazzam geçmişi ve harika ambiyansıyla aşkın başkenti olarak kabul edilir. Tarihin en önemli olaylarına şahit olan bu sular, hem Roma için hem de ordaki insanlar için büyüleyicidir. Üstelik Roma’da Collezium’u gezebilir, aşk çeşmesinde sevgilinizle dilek dileyebilir, dünyaca ünlü lokantalarında pizza ve makarnanın tadına bakabilir, bir yandan da İtalyancanızı geliştirerek ömür boyu sürecek dostluklar kurabilirsiniz.
Diğerlerinden farklı olsa da; denizin, nehrin ve kanalların iç içe geçtiği nadir yerlerden biri olan Miami’den bahsetmemek olmaz... Florida Everglades ve Atlas Okyanusu arasındaki Biscayne Körfezi üzerine kurulu bu şehir; tam anlamıyla tatil, dinlenme, eğlenme şehridir. Bunları yaparken bir de eğitimi eklersek, her şey kusursuz olur. Everglades ve Biscayne Ulusal Parkları görülmeye değerdir. Birinde dünyada yok olmak üzere olan hayvanları görebilir, diğerinde de suların adaların içerisinde muhteşem kayalık mercanları ve akvaryumların olduğu parkları gezebilirsiniz. Bunun dışında Miami’ye gitmişken plajları, kafeleri ve sıklıkla yapılan karnavalları kaçırmazsınız zaten...
Son olarak bu kadar şehirden bahsetmişken Londra olmazsa olmaz... Thames Nehri’nin iki yakasında kurulu olan bu şehir, dünyada görmeniz gereken en önemli yerlerden biri... Thames Nehri; bir yanda tarihi köprüleri, diğer yanda da yelken ve kürek gibi sporların yapıldığı oldukça ilginç bir nehirdir. Üstelik kış aylarında gitmişseniz, bu nehrin olağanüstü bir şekilde donduğuna şahit olabilirsiniz. Londra’da yaşayanların genelde sadece “nehir” olarak adlandırdıkları Thames; Londra’yı ikiye bölmekle kalmaz, ona hayati bir önem ve değer de katar. Her şeyin iç içe geçtiği; tarih, moda, kültür, sanat, teknoloji ve bilimin bir arada olduğu bir şehirdir Londra... İhtiyacınız olan her şeyi bulabileceğiniz bu şehirde, İngilizcenizi geliştirmek de ayrı bir keyif olacaktır.
Sularla hayat bulmuş bu şehirlere gitmek, tatil yapmak, oranın kültürünü öğrenmek ve daha da önemlisi yabancı dil eğitimi almak; inanın hiç de zor değil. EF Uluslararası Dil Merkezleri bu imkanı size sunuyor. Her dili kendi ülkesinde öğretme prensibini benimseyen EF, 6 ayrı dilde eğitim veriyor.
Dünya sizi bekliyor, siz neyi bekliyorsunuz? :)
Bahar Akın
Dünyada İstanbul kadar olmasa da, aynı hisleri yaşatabilecek başka şehirler de var. Mesela içinden dünyaca ünlü Seine Nehri geçen, dünyanın moda ve sanat başkenti Paris... Eiffel Kulesi'ne çıkıp içeceğinizi yudumlarken, Seine Nehri’ne bütünüyle hakim olabilirsiniz. Şehrin en güzel caddesi olan Champs-Élysées'de boylu boyunca gezip sınırsızca alışveriş yapabilirsiniz. Yorulduğunuz zaman ünlü kafelerinde oturup şehrin muhteşem güzelliğinin tadını çıkarabilirsiniz. Daha da önemlisi; gezerken ve tatil yaparken Fransızca öğrenip dilinizi geliştirebilirsiniz.
Bir diğer seçenek ise Tiber ve Aniane nehirlerinin arasına konuşlanmış olan Roma şehri... Ünlü mimari yapıları, muazzam geçmişi ve harika ambiyansıyla aşkın başkenti olarak kabul edilir. Tarihin en önemli olaylarına şahit olan bu sular, hem Roma için hem de ordaki insanlar için büyüleyicidir. Üstelik Roma’da Collezium’u gezebilir, aşk çeşmesinde sevgilinizle dilek dileyebilir, dünyaca ünlü lokantalarında pizza ve makarnanın tadına bakabilir, bir yandan da İtalyancanızı geliştirerek ömür boyu sürecek dostluklar kurabilirsiniz.
Diğerlerinden farklı olsa da; denizin, nehrin ve kanalların iç içe geçtiği nadir yerlerden biri olan Miami’den bahsetmemek olmaz... Florida Everglades ve Atlas Okyanusu arasındaki Biscayne Körfezi üzerine kurulu bu şehir; tam anlamıyla tatil, dinlenme, eğlenme şehridir. Bunları yaparken bir de eğitimi eklersek, her şey kusursuz olur. Everglades ve Biscayne Ulusal Parkları görülmeye değerdir. Birinde dünyada yok olmak üzere olan hayvanları görebilir, diğerinde de suların adaların içerisinde muhteşem kayalık mercanları ve akvaryumların olduğu parkları gezebilirsiniz. Bunun dışında Miami’ye gitmişken plajları, kafeleri ve sıklıkla yapılan karnavalları kaçırmazsınız zaten...
Son olarak bu kadar şehirden bahsetmişken Londra olmazsa olmaz... Thames Nehri’nin iki yakasında kurulu olan bu şehir, dünyada görmeniz gereken en önemli yerlerden biri... Thames Nehri; bir yanda tarihi köprüleri, diğer yanda da yelken ve kürek gibi sporların yapıldığı oldukça ilginç bir nehirdir. Üstelik kış aylarında gitmişseniz, bu nehrin olağanüstü bir şekilde donduğuna şahit olabilirsiniz. Londra’da yaşayanların genelde sadece “nehir” olarak adlandırdıkları Thames; Londra’yı ikiye bölmekle kalmaz, ona hayati bir önem ve değer de katar. Her şeyin iç içe geçtiği; tarih, moda, kültür, sanat, teknoloji ve bilimin bir arada olduğu bir şehirdir Londra... İhtiyacınız olan her şeyi bulabileceğiniz bu şehirde, İngilizcenizi geliştirmek de ayrı bir keyif olacaktır.
Sularla hayat bulmuş bu şehirlere gitmek, tatil yapmak, oranın kültürünü öğrenmek ve daha da önemlisi yabancı dil eğitimi almak; inanın hiç de zor değil. EF Uluslararası Dil Merkezleri bu imkanı size sunuyor. Her dili kendi ülkesinde öğretme prensibini benimseyen EF, 6 ayrı dilde eğitim veriyor.
Dünya sizi bekliyor, siz neyi bekliyorsunuz? :)
Bahar Akın
17 Ocak 2011 Pazartesi
İrlanda için vize engeli ortadan kalktı!
İrlanda’ya gitmek isteyip vize alamamaktan çekinenler için harika bir haberimiz var! Artık siz de Dublin’de eğitim alabileceksiniz.
İrlanda Türkiye Konsolosluğu bir pilot proje geliştirerek Türkiye’de eğitimine devam eden ve 12 haftaya kadar İrlanda’da eğitim almak isteyen öğrencilere vize kolaylığı getirdi. Bu program dahilinde başvuru yapabilmek için birkaç koşul var:
1. Türkiye’de bir okula kayıtlı olmak ve yurtdışında eğitimden döndükten sonra Türkiye’de eğitime devam edebiliyor olmak. (Lise ve üniversite son sınıf öğrencileri için bir mulaklık olmakla beraber; sınav sonucu, okul kabulü ya da ön kabul gibi ek belgelerle bu mulaklık ortadan kaldırılabiliyor).
2. İrlanda’daki kurs süresinin 12 haftayı geçmemesi.
Bilinmesi gerek önemli birkaç nokta daha var:
Örneğin; bu program dahilinde vize alacak kişiler, vizelerini İrlanda’da uzatamayacak ve çalışma iznine sahip olamayacak.
Türkiye’deki Türk vatandaşı tüm üniversite öğrencilerini kapsayan bu programın vize başvuruları Ankara’daki İrlanda Konsolosluğu’na posta yoluyla yapılacak. Başvurular konsolosluğa ulaştıktan sonra 3 iş günü içerisinde sonuçlandırılacak.
Vize başvurusundan önce, öğrencinin tüm kurs ücretini yatırması gerektiğini unutmamak lazım elbette... Bu program dahilinde, programın süresi 12 haftayı aşmamak kaydıyla bütün ücretsiz staj programları da dahil.
Vize sorunu ortadan kalktığına göre; Taksim, Suadiye ya da Ankara’daki ofislerimize gelin, İrlanda’daki yurtdışı eğitiminizi detaylandıralım.
Unutmadan, İrlanda yolcularına bir güzel haber daha: Türkiye’den Dublin’e her gün THY’nin karşılıklı uçuşu var! İrlanda’yı keşfetmek için daha ne bekliyorsunuz? :)
Sevgiler,
Ahmet Yıldırım
İrlanda Türkiye Konsolosluğu bir pilot proje geliştirerek Türkiye’de eğitimine devam eden ve 12 haftaya kadar İrlanda’da eğitim almak isteyen öğrencilere vize kolaylığı getirdi. Bu program dahilinde başvuru yapabilmek için birkaç koşul var:
1. Türkiye’de bir okula kayıtlı olmak ve yurtdışında eğitimden döndükten sonra Türkiye’de eğitime devam edebiliyor olmak. (Lise ve üniversite son sınıf öğrencileri için bir mulaklık olmakla beraber; sınav sonucu, okul kabulü ya da ön kabul gibi ek belgelerle bu mulaklık ortadan kaldırılabiliyor).
2. İrlanda’daki kurs süresinin 12 haftayı geçmemesi.
Bilinmesi gerek önemli birkaç nokta daha var:
Örneğin; bu program dahilinde vize alacak kişiler, vizelerini İrlanda’da uzatamayacak ve çalışma iznine sahip olamayacak.
Türkiye’deki Türk vatandaşı tüm üniversite öğrencilerini kapsayan bu programın vize başvuruları Ankara’daki İrlanda Konsolosluğu’na posta yoluyla yapılacak. Başvurular konsolosluğa ulaştıktan sonra 3 iş günü içerisinde sonuçlandırılacak.
Vize başvurusundan önce, öğrencinin tüm kurs ücretini yatırması gerektiğini unutmamak lazım elbette... Bu program dahilinde, programın süresi 12 haftayı aşmamak kaydıyla bütün ücretsiz staj programları da dahil.
Vize sorunu ortadan kalktığına göre; Taksim, Suadiye ya da Ankara’daki ofislerimize gelin, İrlanda’daki yurtdışı eğitiminizi detaylandıralım.
Unutmadan, İrlanda yolcularına bir güzel haber daha: Türkiye’den Dublin’e her gün THY’nin karşılıklı uçuşu var! İrlanda’yı keşfetmek için daha ne bekliyorsunuz? :)
Sevgiler,
Ahmet Yıldırım
14 Ocak 2011 Cuma
Malta deyince...
Malta deyince aklınıza ne geliyor? Sadece malta eriği mi? Yoksa Akdeniz'de yer alan bu küçük adayı tanıyor musunuz? "Altı üstü 237 km²'lik bir ada. İnsan burada ne yapabilir ki?" diye düşünebilirsiniz. Ama unutmayın; Malta sizi gerçekten şaşırtabilir! Biz de sizin gibi Malta'yı merak ettik ve EF Malta Okul Müdürü Roger Bugeja'yla kısa bir sohbet yaptık. Malta'yı tanımaya ve şaşırmaya hazır mısınız?
EF Türkiye: Merhaba Roger! Öncelikle bize Malta'yı anlatacağın için şimdiden teşekkür ederiz. Bize EF maceranın nasıl başladığını anlatır mısın?
Roger: 1996 yılında, Malta’da öğrencilerle ilgilenen ve etrafı keşfetmelerini sağlayan sosyal lider olarak başladım. Bugüne gelene dek geçirdiğim her yıl, bana birbirinden farklı ve harika deneyimler kazandırdı.
EF Türkiye: EF Malta okulu ne zaman açıldı?
Roger: EF Malta, 1996’dan bu yana öğrencilerine eğitim veriyor :)
EF Türkiye: Okul nerede? Bize okulun konumu hakkında bilgi verebilir misin?
Roger: Okul St Julian’s bölgesinde. Burası eğlencenin ve alışverişi merkezi olan, oteller bölgesi. Yapılacak bir sürü şey var! Üstelik mavi bayraklı plajımız da var!
EF Türkiye: Öğrencilere hangi konaklama tipini öneriyorsunuz?
Roger: Aile yanında 2 kişilik odada konaklama sunuyoruz. Ayrıca, Haziran-Ağustos arası dönem dışında tek kişilik odalar da oluyor. Bunun haricinde, her bir aileye 8 öğrenciye kadar alınabilen uluslararası aile paylaşımımız ve öğrenci yurdumuz da var. Yurtta da Haziran-Ekim arası dışında tek kişilik oda sunuluyor. 3-4-5 yıldızlı otellerde özel fiyatlar da sağlayabiliyoruz.
EF Türkiye: Duyduğumuza göre, Malta’da aktiviteler oldukça keyifliymiş. Ne tarz aktiviteler düzenleniyor, en çok beğenilen hangisi?
Roger: Dünyanın en kültürel & tarihi 2. ülkesi olduğumuz için, Malta’da en popüler şey aktiviteler... Çok uzak mesafede olmayan ama keyifle yapılabilecek bir sürü şey var. En çok beğenilenler tüm yıl boyunca verdiğimiz hoş geldin partileri ve yazın düzenlediğimiz gemi partileri... Yıl boyunca, günlük bir aktivite planımız oluyor. Futbol, voleybol ve basketbol gibi aktiviteler ise haftalık olarak ücretsiz düzenleniyor.
EF Türkiye: Öğrencilerinizin uyruklarındaki yüzdesel dağılım nedir?
Roger: Kışın 40, yazın 70’in üzerinde farklı milletten öğrencimiz oluyor. Bu harika bir şey!
EF Türkiye: İngilizce’nin, Malta’nın resmi dillerinden biri olduğunu biliyoruz. Bu, günlük hayatı nasıl etkiliyor? Öğrenciler dil pratiği yapma imkanı bulabiliyor mu?
Roger: St. Julian’s / Swieqi / Sliema... Bu bölgeler gösterişli bölgeler... Ve bu bölgeler İngilizce konuşuyor :)
EF Türkiye: Akdeniz atmosferinin, öğrencileriniz için en çekici özellik olduğunu düşünüyor musun?
Roger: Akdenizliler, hayat ve yaşamak konusunda bir tutkuya sahip. Çünkü burada harika ve ılık bir iklimimiz ve yılda 300’ü aşkın gün güneşimiz var! Bu durum insanları mutlu ediyor...
EF Türkiye: Son dönemlerde ödüller aldınız. Bize bu ödüllerden bahsedebilir misin?
Roger: Tabii, seve seve... Avrupa Birliği akreditasyonumuz var:
• CEN 14804 - Dil gezileri operasyonu için bir Avrupa standardı - 2008
• City & Guilds - Onaylı test merkezi – 2009
• SuperBrand Malta – Malta'nın süper markası olarak seçilen okul - Aralık 2009
• Cambridge onaylı test merkezi – 2009
• ISO9001 - Kalite Yönetim Sistemi - Temmuz 2010
• Eaquals – Eğitim hizmetlerinde mükemmellik & kalite – Uluslararası - Ağustos 2010
EF Türkiye: Son olarak, öğrenciler sence neden EF Malta’yı seçmeli?
Roger: Elde ettiğimiz uluslararası akreditasyonlar, ağırlıklı olarak akademik alanlarla ilgili... Öğretmenlerimiz profesyonel ve verdikleri eğitimi gerçekten yürekten veriyorlar. Çok güçlü ve kendini işine adamış bir ekibimiz var ve bu ekip, öğrencilerin yurtdışı deneyimlerini en iyi şekilde yaşamaları için çabalıyor. Üstelik burada telaffuz oldukça net ve anlaşılır...
EF Türkiye: EF Malta ekibi de birkaç cümle eklemek ister mi?
Mark Strijbosch (Aktivite Koordinatörü): Dünyanın en eski tapınaklarından en yeni öğretim tekniklerine ve en gelişmiş imkanlara... Burada yurtdışı eğitim sebebiyle kalışınızı unutulmaz kılmak için burdayız! İster genç bir öğrenci, ister kültürlü bir gezgin olun; adamız sizi evinizde gibi hissettirecek...
Alexandra Bianco (Akademik ve İş Koordinatörü) & Sarah Portanier (Sınav Koordinatörü): Misafirlerimizin beklentilerinin karşılandığından emin olarak seçkin bir deneyimi garantiliyoruz. Öğrencilerimize maksimum müşteri memnuniyeti ve kişisel ilgi sunuyoruz. İster genç bir öğrenci, ister kültürlü bir gezgin olun; adamız sizi evinizde gibi hissettirecek...
***
Hem yabancı dil eğitimi almak, hem de tatil yapmak istiyorsanız; EF Malta'ya bekleriz :)
Sevgiler,
EF Türkiye
EF Türkiye: Merhaba Roger! Öncelikle bize Malta'yı anlatacağın için şimdiden teşekkür ederiz. Bize EF maceranın nasıl başladığını anlatır mısın?
Roger: 1996 yılında, Malta’da öğrencilerle ilgilenen ve etrafı keşfetmelerini sağlayan sosyal lider olarak başladım. Bugüne gelene dek geçirdiğim her yıl, bana birbirinden farklı ve harika deneyimler kazandırdı.
EF Türkiye: EF Malta okulu ne zaman açıldı?
Roger: EF Malta, 1996’dan bu yana öğrencilerine eğitim veriyor :)
EF Türkiye: Okul nerede? Bize okulun konumu hakkında bilgi verebilir misin?
Roger: Okul St Julian’s bölgesinde. Burası eğlencenin ve alışverişi merkezi olan, oteller bölgesi. Yapılacak bir sürü şey var! Üstelik mavi bayraklı plajımız da var!
EF Türkiye: Öğrencilere hangi konaklama tipini öneriyorsunuz?
Roger: Aile yanında 2 kişilik odada konaklama sunuyoruz. Ayrıca, Haziran-Ağustos arası dönem dışında tek kişilik odalar da oluyor. Bunun haricinde, her bir aileye 8 öğrenciye kadar alınabilen uluslararası aile paylaşımımız ve öğrenci yurdumuz da var. Yurtta da Haziran-Ekim arası dışında tek kişilik oda sunuluyor. 3-4-5 yıldızlı otellerde özel fiyatlar da sağlayabiliyoruz.
EF Türkiye: Duyduğumuza göre, Malta’da aktiviteler oldukça keyifliymiş. Ne tarz aktiviteler düzenleniyor, en çok beğenilen hangisi?
Roger: Dünyanın en kültürel & tarihi 2. ülkesi olduğumuz için, Malta’da en popüler şey aktiviteler... Çok uzak mesafede olmayan ama keyifle yapılabilecek bir sürü şey var. En çok beğenilenler tüm yıl boyunca verdiğimiz hoş geldin partileri ve yazın düzenlediğimiz gemi partileri... Yıl boyunca, günlük bir aktivite planımız oluyor. Futbol, voleybol ve basketbol gibi aktiviteler ise haftalık olarak ücretsiz düzenleniyor.
EF Türkiye: Öğrencilerinizin uyruklarındaki yüzdesel dağılım nedir?
Roger: Kışın 40, yazın 70’in üzerinde farklı milletten öğrencimiz oluyor. Bu harika bir şey!
EF Türkiye: İngilizce’nin, Malta’nın resmi dillerinden biri olduğunu biliyoruz. Bu, günlük hayatı nasıl etkiliyor? Öğrenciler dil pratiği yapma imkanı bulabiliyor mu?
Roger: St. Julian’s / Swieqi / Sliema... Bu bölgeler gösterişli bölgeler... Ve bu bölgeler İngilizce konuşuyor :)
EF Türkiye: Akdeniz atmosferinin, öğrencileriniz için en çekici özellik olduğunu düşünüyor musun?
Roger: Akdenizliler, hayat ve yaşamak konusunda bir tutkuya sahip. Çünkü burada harika ve ılık bir iklimimiz ve yılda 300’ü aşkın gün güneşimiz var! Bu durum insanları mutlu ediyor...
EF Türkiye: Son dönemlerde ödüller aldınız. Bize bu ödüllerden bahsedebilir misin?
Roger: Tabii, seve seve... Avrupa Birliği akreditasyonumuz var:
• CEN 14804 - Dil gezileri operasyonu için bir Avrupa standardı - 2008
• City & Guilds - Onaylı test merkezi – 2009
• SuperBrand Malta – Malta'nın süper markası olarak seçilen okul - Aralık 2009
• Cambridge onaylı test merkezi – 2009
• ISO9001 - Kalite Yönetim Sistemi - Temmuz 2010
• Eaquals – Eğitim hizmetlerinde mükemmellik & kalite – Uluslararası - Ağustos 2010
EF Türkiye: Son olarak, öğrenciler sence neden EF Malta’yı seçmeli?
Roger: Elde ettiğimiz uluslararası akreditasyonlar, ağırlıklı olarak akademik alanlarla ilgili... Öğretmenlerimiz profesyonel ve verdikleri eğitimi gerçekten yürekten veriyorlar. Çok güçlü ve kendini işine adamış bir ekibimiz var ve bu ekip, öğrencilerin yurtdışı deneyimlerini en iyi şekilde yaşamaları için çabalıyor. Üstelik burada telaffuz oldukça net ve anlaşılır...
EF Türkiye: EF Malta ekibi de birkaç cümle eklemek ister mi?
Mark Strijbosch (Aktivite Koordinatörü): Dünyanın en eski tapınaklarından en yeni öğretim tekniklerine ve en gelişmiş imkanlara... Burada yurtdışı eğitim sebebiyle kalışınızı unutulmaz kılmak için burdayız! İster genç bir öğrenci, ister kültürlü bir gezgin olun; adamız sizi evinizde gibi hissettirecek...
Alexandra Bianco (Akademik ve İş Koordinatörü) & Sarah Portanier (Sınav Koordinatörü): Misafirlerimizin beklentilerinin karşılandığından emin olarak seçkin bir deneyimi garantiliyoruz. Öğrencilerimize maksimum müşteri memnuniyeti ve kişisel ilgi sunuyoruz. İster genç bir öğrenci, ister kültürlü bir gezgin olun; adamız sizi evinizde gibi hissettirecek...
***
Hem yabancı dil eğitimi almak, hem de tatil yapmak istiyorsanız; EF Malta'ya bekleriz :)
Sevgiler,
EF Türkiye
12 Ocak 2011 Çarşamba
İngilizceniz ne seviyede, biliyor musunuz?
İngilizce biliyorsunuz... Peki ya hangi seviyede olduğunuzu biliyor musunuz? Oturduğunuz yerden kısa bir test çözerek hangi seviyede olduğunuzu öğrenebilirsiniz desek, ne derdiniz?
EF'in Cambridge Üniversitesi ile gerçekleştirdiği işbirliği çerçevesinde, Cambridge ESOL tarafından geliştirilmiş olan bu kısa test; İngilizce seviyenizi belirlemede size yardımcı olacak.
Dinleme bölümü dahil 25 soruluk test veya dinleme bölümü sorularının dahil olmadığı 20 soruluk test olmak üzere, 2 test çeşidinden birini seçebilirsiniz. Zaman sınırlaması olmadığı için sorularınızı rahatça çözebilirsiniz. Test sonunda, hangi seviyede olduğunuzu öğreneceksiniz.
Testi çözmek için burayı tıklayabilirsiniz. Şimdiden bol şanslar! :)
Sevgiler,
EF Türkiye
EF'in Cambridge Üniversitesi ile gerçekleştirdiği işbirliği çerçevesinde, Cambridge ESOL tarafından geliştirilmiş olan bu kısa test; İngilizce seviyenizi belirlemede size yardımcı olacak.
Dinleme bölümü dahil 25 soruluk test veya dinleme bölümü sorularının dahil olmadığı 20 soruluk test olmak üzere, 2 test çeşidinden birini seçebilirsiniz. Zaman sınırlaması olmadığı için sorularınızı rahatça çözebilirsiniz. Test sonunda, hangi seviyede olduğunuzu öğreneceksiniz.
Testi çözmek için burayı tıklayabilirsiniz. Şimdiden bol şanslar! :)
Sevgiler,
EF Türkiye
10 Ocak 2011 Pazartesi
Facebook 15 Mart’ta kapanıyor mu?
Evet, yanlış duymadınız; Facebook 15 Mart’ta kapanıyor diye bir söylenti ayyuka çıkmış durumda... Sanal alemde bomba etkisi yaratan bu haberin çıkış kaynağı ise Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in yaptığı açıklama. “Bu siteyi idare etmek çok stresli bir iş. Artık eski hayatıma geri dönmek istiyorum." diyen Zuckerberg’in bu açıklaması WeeklyWorldNews adlı internet sitesi tarafından Facebook kapanıyor diye yorumlanmış.
Tabii ki bu haber bir asparagastan ibaret. Peki ya doğru olsaydı? Facebook’un kapanması hayatınızı nasıl etkilerdi?
Sosyal medya üzerine eğitim almak isteyen öğrencilerimizin gözünü böyle haberler korkutmasın. Başarılı olan her proje için bu dedikodular her zaman çıkıyor. Facebook gibi dünyada yaklaşık 400 milyon insanın kullandığı bir sosyal mecranın kapanması o kadar da kolay değil. Kaldı ki sosyal medya dünyasında keşfedilmeyi bekleyen daha birçok konu var.
O yüzden siz iyisi mi gelin, Cambridge ya da San Francisco’da sunduğumuz EF Master English for Digital Marketing & Social Media kurslarımıza kayıt olun, bu büyülü dünyanın içerisindeki yerinizi alın.
Sevgiler,
EF Türkiye
Tabii ki bu haber bir asparagastan ibaret. Peki ya doğru olsaydı? Facebook’un kapanması hayatınızı nasıl etkilerdi?
Sosyal medya üzerine eğitim almak isteyen öğrencilerimizin gözünü böyle haberler korkutmasın. Başarılı olan her proje için bu dedikodular her zaman çıkıyor. Facebook gibi dünyada yaklaşık 400 milyon insanın kullandığı bir sosyal mecranın kapanması o kadar da kolay değil. Kaldı ki sosyal medya dünyasında keşfedilmeyi bekleyen daha birçok konu var.
O yüzden siz iyisi mi gelin, Cambridge ya da San Francisco’da sunduğumuz EF Master English for Digital Marketing & Social Media kurslarımıza kayıt olun, bu büyülü dünyanın içerisindeki yerinizi alın.
Sevgiler,
EF Türkiye
5 Ocak 2011 Çarşamba
Ülkeler ve bayrakları hakkında bilmediklerimiz...
Dünya üzerinde yüzlerce ülke var. Belki bazılarının adını daha önce hiç duymadık, belki duyduk ama "haritada yerini göster" deseler mümkün değil gösteremeyiz. Ama kültürleri, insanları, rengarenk bayraklarıyla ordalar işte. Dünyanın dört bir yanındalar...
Peki biz ülkeleri ne kadar yakından tanıyoruz? Şöyle bir düşündük, istatistiksel anlamda ne gibi ilginçlikler olabileceğini inceledik. Buyrun, siz de bir göz atın :)
Bunları biliyor muydunuz?
• Uluslararası ortamda tanınan 193 ülke bulunduğu,
• Yüzölçümü bakımından dünyanın en büyük ülkesinin %11,48'lik bir oranla Rusya olduğunu,
• %0,01'lik yüzölçümü oranıyla "en küçük ülke" olma özelliğine sahip yaklaşık 35 tane ülke bulunduğunu,
• Birden fazla ülkeyle sınırı olan dünyadaki en küçük ülkenin Liechtenstein, dünyadaki en küçük cumhuriyetin Nauru olduğunu,
• En çok “S” (21), “B” (19), “M” (19) ve “K” (17) ile başlayan ülke olduğunu,
• Bunun tam tersi olarak; “I”, “O”, “Ö”, “Ş” ve “Ü” harfleriyle başlayan sadece birer tane ülke olduğunu,
• Ülke bayraklarının yaklaşık %65’inde kırmızı renk, yaklaşık %27’sinde yıldız kullanıldığını,
• Yine bayrakların %26’sının enine, %8’inin boyuna 3 tane renkli şeritten oluştuğunu,
• Dünyadaki her türlü iklimin yaşandığı tek ülkenin Yeni Zelanda olduğunu,
• En fazla asfaltlı yola sahip ülkenin Fransa olduğunu,
• EF’in, dünyanın dört bir yanında bulunan bu ülkelerden 16’sında 40’ı aşkın okula sahip olduğunu
biliyor muydunuz? Biz de bilmiyorduk ama araştırdık, bulduk, öğrendik. Umarız sizin de ilginizi çekmiştir.
Bu arada, ekip olarak bize en ilginç ve diğerlerinden farklı gelen bayrağı da seçtik. Kazananı açıklıyoruz: Nepal! Sizce en ilginç ve farklı bayrak hangi ülkeye ait? Yorumlarınızı bekliyoruz...
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi; dünyada gezilecek, görülecek, keşfedilecek birçok ülke var... EF'le yurtdışında eğitimi seçerek; hem yabancı dilinizi geliştirebilir, hem de ülkeleri birer birer keşfedebilirsiniz :) Yurtdışı maceranızda şimdiden bol şanslar!
Sevgilerimizle,
EF Türkiye
Kosta Rika'dan mektubunuz var!
Siz hiç Kosta Rika’ya gittiniz mi? Herhalde birçoğumuz gitmemişizdir ve hakkında da pek çok şey bilmeyiz. Mesela bizim yaz mevsimimizin onların kışı, kışımızın da onların yazı olduğunu... Dünyanın en rahatlatıcı tropikal sahillerine sahip olduğunu... 50 yılı aşkın süredir herhangi bir ordularının bulunmadığını... O halde sıkı durun; EF Kosta Rika Okul Müdürü Melisa Soto’dan mektup var!!! Bize Kosta Rika’yı öyle güzel bir dille anlatmış ki, oralara gitmiş kadar olduk. Bakın Melisa neler diyor...
***
Merhaba Türkiye,
Size güzel Kosta Rika'yı elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım, eminim bu tropikal ülkeyi çok seveceksiniz.
Kosta Rika, Orta Amerika’nın kalbinde ayrıcalıklı bir yere sahip... Yaklaşık 32,000 m2’lik toprağı Atlantik ve Pasifik okyanuslarına kadar uzandığından, şaşırtıcı derece ulaşılabilir bir lokasyonda. Arabayla kıyıdan kıyıya 3 saatte ulaşmak mümkün (ya da uçakla 45 dakikada). Yanardağların, yağmur ormanlarının, şelalelerin ve nehirlerin diyarı olan bu ülke; macera turizmi sevenler için heyecan ve adrenalin dolu... Tüm yıl boyunca ülkenin birçok kısmında; rafting, şnorkelle yüzme, kano, balıkçılık sporları, sörf gibi suda, karada ya da havada yapabileceğiniz harika etkinlik seçenekleri var. Bunlar genellikle unutulmaz deneyimler yaşayacağınız doğal ortamlarda yer alıyor.
Kosta Rika’nın zenginliği, insanlarının kültürel çeşitliliğinden kaynaklanıyor. Tarih boyunca gelen göçmenler, bu toprağa yerleşerek ve burayı evleri olarak kabul ederek Hispanik popülasyona eklendi. Kosta Rikalılar, yüzyıldan fazla süredir demokratik geleneklere ve 50 yıldan fazla süredir ordusuz olmaktan gurur duyuyor!
Dünyada biyoçeşitliliği en çok bölgelerden biri olan Kosta Rika; ekoturizm severlerin ilgisini çeken 20 doğal park, 8 biyolojik reserv ve bir dizi koruma altında alana sahip.
İşte bu küçük kara parçasında; Pasifik ve Karayipler’i kapsayan 762 millik bir kıyı şeridi bulunuyor. Kosta Rika sahilleri, kompleks bir doğal sistemin bir parçası olurken ekstra olarak güneşlenme imkanı da veriyor. Kosta Rika’nın Karayip bölgesi; suyla ilgili sistemlerinin çeşitliliğiyle ve balıkçılık sporları, şnorkelle yüzme ve günelşenme gibi aktiviteler için ideal bir ortam sunan siyah-beyaz muhteşem plajlarıyla dikkat çekiyor. Pasifik kıyıları, büyük turist merkezleri ve bu sahiller sörf açısından çok popüler. Kosta Rika’nın plajları ormanlarla kaplı ve harika bir doğal çeşitliliğe sahip. Birçoğunda, dalarak güzelliğini keşfedebileceğiniz mercan resifleri de bulunuyor.
Ne mutlu ki, sahillere kolaylıkla erişilebiliyor ve bu sebeple iki kıyıdan da yararlanabilirsiniz. Çoğunda yıl boyunca ılık su olur, böylece istediğiniz mevsim gelip buranın keyfini çıkarabilirsiniz. Eğer ilginizi çeken çeşitlilikse, deniz kabuklarının mercan resiflerine sürekli vurmasının bir sonucu olarak, iki kıyı da beyaz, sarı, gri ve siyah gibi birçok farklı dokuda kum sunar.
Kosta Rika’nın kuzeybatı kısmında Guanacaste vilayetinde yer alan Tamarindo, 2 uluslararası havalimanı, dünyaca ünlü yanardağ ve kaplıcalara arabayla gidiş mesafesinde. En ideal ve rahatlatıcı tropikal sahil olarak görülüyor. Yerel ve uluslararası tatların eşsiz bir birleşimi olan küçük bir şehir… Özellikle bugünlerde, modern konfor ve “küçük şehir” duygusu arasında hoş bir denge bulacaksınız. Bu güzel plaj, kayalık alanlar ve güney kısmının sonundaki adasıyla ön plana çıkıyor. Süslü yeşil alanlarında pembe borazan ağaçları, hint hurmaları ve hindistancevizi ağaçları var. Ziyaretçilerin gündüz plajda, günbatımından sonra da gece hayatında keyif alabileceği birçok mükemmel hizmet sunuluyor.
Şehir, Pasifik kıyısındaki diğer plajlar kadar kalabalık olmasa da, turistler burayı hareketlendiriyor. Sosyal olmayı sevenler, keyifli sohbet edecekleri birçok kişi bulabilir. Sakinliği sevenler ise plajın sonundaki kayalık noktalarda gezebilir ve sonsuz gümüşi sulara vuran göz kamaştırıcı günbatımını seyredebilir. Tamarindo; rahatlamak, yürümek, at sırtında gezmek, balıkçılık sporları ve dalış turları için olduğu kadar, tropik bitkilerin bulunduğu bataklığı ziyaret etmek ve yuvalayan deniz kaplumbağalarını gözlemlemek için de ideal. Koyun güneyi, sörf için kıyının en önemli kısmını oluşturuyor.
Aslında anlatmakla bitmez Kosta Rika ama elimden geldiğimce size aktarmaya çalıştım. Umarım hoşunuza gitmiştir. EF Kosta Rika'da İspanyolca dil eğitimi almak için sizi mutlaka bekliyoruz! Hem İspanyolcanızı geliştirecek, hem de egzotik bir maceraya adım atacaksınız. Üstelik, Türkiye'de kış başlamışken burda yazı yaşamaya da davetlisiniz!
Sevgiler,
Melisa Soto
EF Kosta Rika Okul Müdürü
***
Merhaba Türkiye,
Size güzel Kosta Rika'yı elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım, eminim bu tropikal ülkeyi çok seveceksiniz.
Kosta Rika, Orta Amerika’nın kalbinde ayrıcalıklı bir yere sahip... Yaklaşık 32,000 m2’lik toprağı Atlantik ve Pasifik okyanuslarına kadar uzandığından, şaşırtıcı derece ulaşılabilir bir lokasyonda. Arabayla kıyıdan kıyıya 3 saatte ulaşmak mümkün (ya da uçakla 45 dakikada). Yanardağların, yağmur ormanlarının, şelalelerin ve nehirlerin diyarı olan bu ülke; macera turizmi sevenler için heyecan ve adrenalin dolu... Tüm yıl boyunca ülkenin birçok kısmında; rafting, şnorkelle yüzme, kano, balıkçılık sporları, sörf gibi suda, karada ya da havada yapabileceğiniz harika etkinlik seçenekleri var. Bunlar genellikle unutulmaz deneyimler yaşayacağınız doğal ortamlarda yer alıyor.
Kosta Rika’nın zenginliği, insanlarının kültürel çeşitliliğinden kaynaklanıyor. Tarih boyunca gelen göçmenler, bu toprağa yerleşerek ve burayı evleri olarak kabul ederek Hispanik popülasyona eklendi. Kosta Rikalılar, yüzyıldan fazla süredir demokratik geleneklere ve 50 yıldan fazla süredir ordusuz olmaktan gurur duyuyor!
Dünyada biyoçeşitliliği en çok bölgelerden biri olan Kosta Rika; ekoturizm severlerin ilgisini çeken 20 doğal park, 8 biyolojik reserv ve bir dizi koruma altında alana sahip.
İşte bu küçük kara parçasında; Pasifik ve Karayipler’i kapsayan 762 millik bir kıyı şeridi bulunuyor. Kosta Rika sahilleri, kompleks bir doğal sistemin bir parçası olurken ekstra olarak güneşlenme imkanı da veriyor. Kosta Rika’nın Karayip bölgesi; suyla ilgili sistemlerinin çeşitliliğiyle ve balıkçılık sporları, şnorkelle yüzme ve günelşenme gibi aktiviteler için ideal bir ortam sunan siyah-beyaz muhteşem plajlarıyla dikkat çekiyor. Pasifik kıyıları, büyük turist merkezleri ve bu sahiller sörf açısından çok popüler. Kosta Rika’nın plajları ormanlarla kaplı ve harika bir doğal çeşitliliğe sahip. Birçoğunda, dalarak güzelliğini keşfedebileceğiniz mercan resifleri de bulunuyor.
Ne mutlu ki, sahillere kolaylıkla erişilebiliyor ve bu sebeple iki kıyıdan da yararlanabilirsiniz. Çoğunda yıl boyunca ılık su olur, böylece istediğiniz mevsim gelip buranın keyfini çıkarabilirsiniz. Eğer ilginizi çeken çeşitlilikse, deniz kabuklarının mercan resiflerine sürekli vurmasının bir sonucu olarak, iki kıyı da beyaz, sarı, gri ve siyah gibi birçok farklı dokuda kum sunar.
Kosta Rika’nın kuzeybatı kısmında Guanacaste vilayetinde yer alan Tamarindo, 2 uluslararası havalimanı, dünyaca ünlü yanardağ ve kaplıcalara arabayla gidiş mesafesinde. En ideal ve rahatlatıcı tropikal sahil olarak görülüyor. Yerel ve uluslararası tatların eşsiz bir birleşimi olan küçük bir şehir… Özellikle bugünlerde, modern konfor ve “küçük şehir” duygusu arasında hoş bir denge bulacaksınız. Bu güzel plaj, kayalık alanlar ve güney kısmının sonundaki adasıyla ön plana çıkıyor. Süslü yeşil alanlarında pembe borazan ağaçları, hint hurmaları ve hindistancevizi ağaçları var. Ziyaretçilerin gündüz plajda, günbatımından sonra da gece hayatında keyif alabileceği birçok mükemmel hizmet sunuluyor.
Şehir, Pasifik kıyısındaki diğer plajlar kadar kalabalık olmasa da, turistler burayı hareketlendiriyor. Sosyal olmayı sevenler, keyifli sohbet edecekleri birçok kişi bulabilir. Sakinliği sevenler ise plajın sonundaki kayalık noktalarda gezebilir ve sonsuz gümüşi sulara vuran göz kamaştırıcı günbatımını seyredebilir. Tamarindo; rahatlamak, yürümek, at sırtında gezmek, balıkçılık sporları ve dalış turları için olduğu kadar, tropik bitkilerin bulunduğu bataklığı ziyaret etmek ve yuvalayan deniz kaplumbağalarını gözlemlemek için de ideal. Koyun güneyi, sörf için kıyının en önemli kısmını oluşturuyor.
Aslında anlatmakla bitmez Kosta Rika ama elimden geldiğimce size aktarmaya çalıştım. Umarım hoşunuza gitmiştir. EF Kosta Rika'da İspanyolca dil eğitimi almak için sizi mutlaka bekliyoruz! Hem İspanyolcanızı geliştirecek, hem de egzotik bir maceraya adım atacaksınız. Üstelik, Türkiye'de kış başlamışken burda yazı yaşamaya da davetlisiniz!
Sevgiler,
Melisa Soto
EF Kosta Rika Okul Müdürü
3 Ocak 2011 Pazartesi
2011'e merhaba derken...
Herkese merhaba!
Koskoca bir yılı devirdik ve 2011'in ilk günlerinde yine karşınızdayız! Biz çok keyifli bir yılbaşı geçirdik. Umarız siz de en az bizim kadar eğlenerek ve keyifle girmişsinizdir 2011'e...
Yeni yıla en az bizim kadar keyifli giren bir grup da Yeditepe Üniversitesi öğrencileriydi. EF Uluslararası Dil Merkezleri'nin sponsorluğunda düzenlenen özel yılbaşı partisinde gençler güldüler, eğlendiler, dans ettiler ve 2010'un son saatlerini keyifle geçirerek 2011'e sıcak bir "merhaba" dediler. Tüm yıllarının böyle keyifli geçmesini diliyoruz...
Peki sizin yılbaşınız nasıl geçti? 2011'i nasıl karşıladınız? Yeni yıldan beklentiler listenizde neler var? Cevaplarınızı merakla bekliyoruz :)
İyi seneler!
EF Türkiye
Koskoca bir yılı devirdik ve 2011'in ilk günlerinde yine karşınızdayız! Biz çok keyifli bir yılbaşı geçirdik. Umarız siz de en az bizim kadar eğlenerek ve keyifle girmişsinizdir 2011'e...
Yeni yıla en az bizim kadar keyifli giren bir grup da Yeditepe Üniversitesi öğrencileriydi. EF Uluslararası Dil Merkezleri'nin sponsorluğunda düzenlenen özel yılbaşı partisinde gençler güldüler, eğlendiler, dans ettiler ve 2010'un son saatlerini keyifle geçirerek 2011'e sıcak bir "merhaba" dediler. Tüm yıllarının böyle keyifli geçmesini diliyoruz...
Peki sizin yılbaşınız nasıl geçti? 2011'i nasıl karşıladınız? Yeni yıldan beklentiler listenizde neler var? Cevaplarınızı merakla bekliyoruz :)
İyi seneler!
EF Türkiye
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)