19 Ocak 2011 Çarşamba

Suyun kalbindeki şehirler...

Dünyanın içinden deniz geçen tek şehri; İstanbul... Doğa harikası bir deniz ve boğaza sahip olmanın yanı sıra, yüzyıllardır çok büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış, geçmişe tanıklık ettiği kadar geleceğin de yükselen yıldızı... Asya ile Avrupa'yı birleştirmenin verdiği öneme ek olarak, dünyaca ünlü camiileri, kiliseleri, sinagoglarıyla tam bir medeniyet odağı... İstanbul’un tadını almış insanlar için denizin anlamı daha farklıdır. Denizsiz yaşayamamak, her yolun sonunda denize ulaşmak, her yerden o havayı hissedebilmek...

Dünyada İstanbul kadar olmasa da, aynı hisleri yaşatabilecek başka şehirler de var. Mesela içinden dünyaca ünlü Seine Nehri geçen, dünyanın moda ve sanat başkenti Paris... Eiffel Kulesi'ne çıkıp içeceğinizi yudumlarken, Seine Nehri’ne bütünüyle hakim olabilirsiniz. Şehrin en güzel caddesi olan Champs-Élysées'de boylu boyunca gezip sınırsızca alışveriş yapabilirsiniz. Yorulduğunuz zaman ünlü kafelerinde oturup şehrin muhteşem güzelliğinin tadını çıkarabilirsiniz. Daha da önemlisi; gezerken ve tatil yaparken Fransızca öğrenip dilinizi geliştirebilirsiniz.

Bir diğer seçenek ise Tiber ve Aniane nehirlerinin arasına konuşlanmış olan Roma şehri... Ünlü mimari yapıları, muazzam geçmişi ve harika ambiyansıyla aşkın başkenti olarak kabul edilir. Tarihin en önemli olaylarına şahit olan bu sular, hem Roma için hem de ordaki insanlar için büyüleyicidir. Üstelik Roma’da Collezium’u gezebilir, aşk çeşmesinde sevgilinizle dilek dileyebilir, dünyaca ünlü lokantalarında pizza ve makarnanın tadına bakabilir, bir yandan da İtalyancanızı geliştirerek ömür boyu sürecek dostluklar kurabilirsiniz.

Diğerlerinden farklı olsa da; denizin, nehrin ve kanalların iç içe geçtiği nadir yerlerden biri olan Miami’den bahsetmemek olmaz... Florida Everglades ve Atlas Okyanusu arasındaki Biscayne Körfezi üzerine kurulu bu şehir; tam anlamıyla tatil, dinlenme, eğlenme şehridir. Bunları yaparken bir de eğitimi eklersek, her şey kusursuz olur. Everglades ve Biscayne Ulusal Parkları görülmeye değerdir. Birinde dünyada yok olmak üzere olan hayvanları görebilir, diğerinde de suların adaların içerisinde muhteşem kayalık mercanları ve akvaryumların olduğu parkları gezebilirsiniz. Bunun dışında Miami’ye gitmişken plajları, kafeleri ve sıklıkla yapılan karnavalları kaçırmazsınız zaten...

Son olarak bu kadar şehirden bahsetmişken Londra olmazsa olmaz... Thames Nehri’nin iki yakasında kurulu olan bu şehir, dünyada görmeniz gereken en önemli yerlerden biri... Thames Nehri; bir yanda tarihi köprüleri, diğer yanda da yelken ve kürek gibi sporların yapıldığı oldukça ilginç bir nehirdir. Üstelik kış aylarında gitmişseniz, bu nehrin olağanüstü bir şekilde donduğuna şahit olabilirsiniz. Londra’da yaşayanların genelde sadece “nehir” olarak adlandırdıkları Thames; Londra’yı ikiye bölmekle kalmaz, ona hayati bir önem ve değer de katar. Her şeyin iç içe geçtiği; tarih, moda, kültür, sanat, teknoloji ve bilimin bir arada olduğu bir şehirdir Londra... İhtiyacınız olan her şeyi bulabileceğiniz bu şehirde, İngilizcenizi geliştirmek de ayrı bir keyif olacaktır.

Sularla hayat bulmuş bu şehirlere gitmek, tatil yapmak, oranın kültürünü öğrenmek ve daha da önemlisi yabancı dil eğitimi almak; inanın hiç de zor değil. EF Uluslararası Dil Merkezleri bu imkanı size sunuyor. Her dili kendi ülkesinde öğretme prensibini benimseyen EF, 6 ayrı dilde eğitim veriyor.

Dünya sizi bekliyor, siz neyi bekliyorsunuz? :)

Bahar Akın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder