28 Şubat 2011 Pazartesi

83. Oscar ödülleri sahiplerini buldu

Herkesin merakla beklediği 83. Oscar Ödül töreni Los Angeles'ta düzenlenen muhteşem törenle sahiplerini buldu.

Türkiye saatine göre saat 03:00′de başlayan törende, her zaman olduğu gibi saat 02:00'da başlayan kırmızı halıda oscar ödül törenine katılan ünlü isimlerin geçit töreni yapıldı. Muhteşem kırmızı halı görüntüleri, tasarımcıların bu geceye özel dizayn ettiği elbiseler en gözde oyuncular tarafından giyilmişti.

Ödül törenini kaçırdıysanız üzülmeyin, törenin tekrarı bu akşam 22:30'da NTV'de tekrar yayınlanacak. Alt yazılı olarak yayınlanacak ödül törenini aynı zamanda İngilizce olarak dinleyerek, yabancı dilinizi geliştirebilirsiniz ;)

İŞTE OSCAR KAZANANLAR:

En İyi Film: The King's Speech
En İyi Yönetmen: Tom Hooper (The King's Speech)
En İyi Erkek Oyuncu: Colin Firth (The King's Speech)
En İyi Kadın Oyuncu: Natalie Portman (Black Swan)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christian Bale (The Fighter)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Melissa Leo (The Fighter)
En İyi Yabancı Film: In a Better World / Susanne Bier / Danimarka
En İyi Uyarlama Senaryo: The Social Network, Aaron Sorkin
En İyi Orijinal Senaryo: The King's Speech: David Seidler
En İyi Görüntü Yönetimi: Inception - Wally Pfister
En İyi Sanat Yönetmeni: Alice in Wonderland - Robert Stromberg, Karen O'Hara
En İyi Animasyon: Toy Story 3
En İyi Animasyon (Kısa Metraj): The Lost Thing
En İyi Müzik: The Social Network, Trent Reznor ve Atticus Ross
En İyi Şarkı: Randy Newman, If I Rise - 127 Hours
En İyi Görsel Efekt: Inception, Paul Franklin, Chris Corbould, Andrew Lockley ve Peter Bebb
En İyi Kurgu: The Social Network Angus Wall ve Kirk Baxter
En İyi Ses Miksajı: Inception, Lora Hirschberg, Gary A. Rizzo ve Ed Novick
En İyi Ses Montajı: Inception, Richard King
En İyi Makyaj: The Wolfman, Rick Baker ve Dave Elsey
En İyi Kostüm: Alice in Wonderland, Colleen Atwood


Bunları biliyor muydunuz?
* Anne Hathaway'in “En Genç Oscar Sunucusu” unvanını eline geçirdiğini,
* Bugüne kadar verilen Oscar Heykelciği sayısının 2807’yi bulduğunu,
* 83 yıllık Oscar’lar tarihinde bir ilk yaşandığını ve ABC kanalının canlı yayını sırasında THY'nin reklamlarının verildiğini.

Hazır THY'de direk Los Angeles seferlerine başlıyorken, neden siz de dil kursunuzu EF Los Angeles'ta almayı düşünür müsünüz? :)

Sevgiler,
EF Türkiye

25 Şubat 2011 Cuma

Çok yakında...

Dünyanın uluslararası eğitim lideri EF Uluslararası Dil Merkezleri; EF Yurtdışı Üniversite Hazırlık Programları aracılığıyla Türk öğrencilere çok özel burs olanakları sunacak!

Detaylar çok yakında:
www.ef.com.tr/aya adresinde
Facebook 'ta
Twitter 'da
ve tabii ki EFormation Türkiye blogumuzda...

Bizi takip etmeye devam edin :)

Sevgilerimizle,

EF Türkiye

24 Şubat 2011 Perşembe

EF Konuşma Kulübü'müze siz de katılın

Herkese merhaba,

Hazır en son yazımızı yabancı diller üzerine yayınlamışken bir de yabancı dili hakkını vererek kullanma üzerine konuşalım dedik. Hepimizin bildiği gibi, yabancı dil öğreniminde en zoru konuşmak, yani kendini ifade etmektir. Çoğumuz, yabancı dil konuşulduğunda anlarız ama anladığımız kadar iyi ifade edemeyiz kendimizi... İşte bu sebeple,EF Uluslararası Dil Merkezleri olarak size yabancı dil pratiği yapma imkanı sunuyoruz!

26 Şubat Cumartesi günü saat 14:00-15:30 arası EF Suadiye ofisimize davetlisiniz!

Bu haftaki konuşma konumuz: Hollywood Sineması... Katılım ücretsizdir!

EF Suadiye ofisinin adresi: Bağdat Cad. No:405 Kat:2 D:4 Suadiye Kadıköy-İSTANBUL

EF Konuşma Kulübü'müze gelin, İngilizce pratiğinizi geliştirin... Cumartesi 14:00'da görüşmek üzere, bekliyoruz!

Sevgilerimizle,

EF Türkiye

23 Şubat 2011 Çarşamba

İngilizce’nin de ötesinde bir hayat

İngilizce’nin iş ve eğlence dünyasının, hatta uluslararası haberlerin global dili olduğu gerçeğini artık hepimiz biliyoruz. Yaklaşık 340 milyon insan tarafından, 50'den fazla ülkede anadil olarak konuşulan İngilizce’yi, yaklaşık 170 milyon insan da 2. dil olarak kullanıyor. Ancak İngilizce, sanıldığı kadar da `en yaygın dil` değil. Bu dilden önce 1 milyar insanın ana dil ve 2. dil olarak kullandığı Mandarin Çincesi, 500 milyon kişi tarafından konuşulan Hini/Urdu dili ve 400 milyon kişinin kullandığı İspanyolca dili geliyor. Avrupa’nın en yaygın dili olan Almanca 230 milyon kişi tarafından konuşulurken, Fransızca’nın da Birleşmiş Milletler’in resmi dili olduğunu görüyoruz.

Peki tüm bunlar ne anlam ifade ediyor? Bu bağlamda, İngilizce’nin çok önemli olduğu günümüzde, kendimize bir şeyler daha eklememiz gerekiyor. Eğer geleceğinizi düşünüyorsanız, kendinize yöneltmeniz gereken sorular şunlar olmalı: ‘Hangi dili öğrenmeliyim?’ ve ‘Kaç tane farklı yabancı dil bilmeliyim?’

Rakamlar aslında bu soruların cevabını veriyor. Açıkça görülüyor ki; eğer dünyanın %7.8’ne kendinizi anlatmak sizin için yeterli değilse, İngilizce konuşmak da artık yeterli değil. İngilizceniz belirli bir seviyedeyse, artık başka bir dili öğrenme zamanı geldi demektir! Yeni bir dil öğrenmeye geçmek için diğer bir dilin mükemmel olması gerekmez. Aynı anda birçok dil öğrenebilirsiniz. Aynı anda birçok dil öğrenmeye en yatkın olanlar çocuklar, ancak bir yetişkin de doğru yönlendirme ve motivasyonla en az çocuklar kadar başarılı olabilir. Pratik yapmaya vakit oldukça, yabancı dildeki ilerlerme de o kadar artıyor!

Rakamlar sizi tatmin etmedi mi? Öyleyse, gelin dünyadaki en son trendlere bir göz atalım... Günümüzün dünyasında birçok ülkede iş dünyasının nabzını tutan holding şirketler gittikçe artıyor. Bunun sonucu olarak da; iş olanakları, bulunduğunuz ülkeyle sınırlanmıyor.

Aranılan nitelikler de bu durumda artıyor. Eskiden üniversite mezunu olmak yeterken, bugün birçok pozisyon en az yüksek lisans derecesi istiyor. Bunun nedeni sizce ne olabilir? Hemen söyleyelim: Çünkü şirketlerin seçebileceği birçok alternatif var. İngilizce biliyor olabilirsiniz ama unutmayın, rakipleriniz de en az sizin kadar İngilizce biliyor. Kendinize bir şeyler eklemelisiniz. Artık şirketler sadece kendi ülkelerinden iş alımı yapmıyor. Her geçen gün iş verenlerin istekleri değişiyor ve artıyor. Mesela; daha yüksek bir eğitim, daha fazla kabiliyet ve tabii ki çok daha fazla dil bilmek onlar için en önemli kriterler!

Bir iş veren olarak, ben de çalışanlarımı gerektiğinde bir başka ülkeye gönderebilecek olmayı bilmek isterim. İşe alım zamanında kimi seçmeliyim sizce? İki dil konuşan bir aday oldukça cazip olabilir, değil mi? Türkçe ve İngilizce veya Fransızca ve Mandarin Çincesi bilen birisi hiç de fena olmaz :)

Gerçekten yabancı bir dil öğrenmek isteyenler, yabancı dilin konuşulduğu yere gidiyor ve oradaki hayatı deneyimliyor. Bu da bizi bambaşka bir sonuca ulaştırıyor. İş verenlerin önem verdiği bir noktaya dikkat çekmek isterim: Bir adayı çekici kılan şeylerden birkaçı da başka bir kültüre adapte olabiliyor olmak, inisiyatif alabilmek, bambaşka bir yerde yeni keşiflere açık olabilmek...

Belki de bulunduğunuz ülkede iş sahibi olmak ve yurtdışında çalışmak istemiyorsunuzdur. Ama bir şeyi sakın unutmayın; azınlıkta olan tarafta olacaksınız. Bu bağlamda hatırlanması gereken 2 önemli unsur var:
1- Karşınıza 2 tür rakip çıkacak; kendi ülkenizde yaşayanlar ve CV’lerinde uluslararası tecrübeye sahip olan yurtdışından gelenler...
2- Her geçen gün, ülkenize iş veya seyahat sebebiyle yeni insanlar gelecek. Bu da uluslararası iş dünyasında yerel nüfusun artması ve tabii ki bu nüfusun ihtiyaçlarının karşılanmasında dil ögesinin ön plana çıkması demek.

Pekala, moral bozmayın... Her şey o kadar da karanlık değil. Bu yaşınıza kadar Türkçe’ye ek olarak sadece bir dil öğrenmiş olabilirsiniz. Benim babam 75 yaşındayken İspanyolca öğrenmeye başladı. Tabii ki kariyerine bir etkisi olmadı ama hayatını ve beynini canlı tutmayı başardı. Şimdiyse 2 neden sayesinde çok iyi bir seviyede; evde, dışarda, her nerede olursa olsun, İspanyolca konuşacağı ortamların değerini bildi. Diğer bir nedense; zaten 4 dil biliyor olmasıydı :) İşte anahtar bu! Ne kadar çok dil öğrenirseniz, diğer bir yabancı dili öğrenme süreniz o kadar kısalır ve mükemmelleşir.

Bu yüzden hayallerinizi geciktirmeyin, tıpkı diğer milyonlarca insan gibi birden fazla yabancı dil öğrenin!

James Mandl
Operasyon Müdürü
EF Education First

16 Şubat 2011 Çarşamba

EF ile bir yıla neler sığar?

Bir yıla neler sığar, hiç düşündünüz mü? Keyifli sohbetler, eğlenceli geziler, yabancı dil eğitimi, ilelebet sürecek dostluklar... İsterseniz www.ef.com.tr/myEFyear sayfamıza bir bakın, öğrencilerimizin EF ile bir yılları nasıl geçmiş, öğrenin...


Koca bir yılı, birkaç fotoğrafa sığdırmak imkansız! Yeni bir kültürü tanırken, yeni yerler keşfederken ve dünyanın dört bir yanından arkadaşlar edinirken sahip olacağınız anılar, ömür boyu hatırlanacak!

Nisan başlangıçlı EF Yurtdışı Akademik Yıl kayıtları için kalan süre bitmek üzere ama sizin için birkaç yerimiz daha var. Son 48 saat! Kayıt Günlerimize gelin ve bu yılı, nasıl hayatınızın en heyecanlı, en keyifli, en harika yılı yapabileceğinizi yüz yüze anlatalım!

Kayıt günlerimiz 17 Şubat Perşembe ve 18 Şubat Cuma. Bu tarihlerde istediğiniz ofisimize saat 09:00 - 20:00 arası gelerek kayıt işlemlerinizi başlatabilirsiniz.

EF Taksim Ofisi:
İnönü Cad. No:11/2 Gümüşsuyu Taksim İSTANBUL
Eğitim danışmanınız Duygu Çakıroğlu Varol

EF Suadiye Ofisi:
Bağdat Cad. No:405 Kat:2 D:4 Suadiye Kadıköy İSTANBUL

EF Ankara Ofisi:
Karum İş Merkezi D Asansörü Kat:3 No:382 Kavaklıdere ANKARA
Eğitim danışmanınız Bahar Akın

Yurtdışında EF yılınız sayesinde; hem yeni bir dilde akıcılık kazanacak, hem de kariyerinizi zenginleştireceksiniz. Dünya genelindeki 40'ı aşkın merkezimiz arasından, sahil kenarından büyük şehirlere, istediğiniz her yeri seçebilirsiniz. EF Yurtdışı Akademik Yıl programı, dil eğitiminizi akademik konularla birleştirmenizi sağlıyor.

Geleceğiniz için bir adım atın ve hemen kayıt olun! Yurtdışında EF yılınızı planlamak üzere size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız!

Sevgilerimizle,

EF Yurtdışı Akademik Yıl Ekibi

14 Şubat 2011 Pazartesi

Farklı bir Sevgililer Günü hediyesi...

Kim sevmez ki tatili, ayaklarını uzatıp rahatlamayı, sevgilisiyle karşılıklı şarap içip, sohbet etmeyi, gezmeyi...

İşte tam da bu sebepten tatil arayışına girdim... Yorucu bir iş temposunun ardından, sevgilimle neler yapabiliriz diye seçenekleri araştırmaya başladık...Hem gezmek, hem de farklı yerler görmek istiyorduk... Sonra farkına vardık ki Türkiye’de tatil yapmak biraz pahalı. :)

EF Uluslararası Dil Merkezleri’nin 25 yaş üzeri programlarını incelemeye başladım. Zaten işim bu değil mi? :) 1 hafta sevgilimle EF’in Bristol’deki dil okuluna gitmeye karar verdik. Bristol’de aile yanında konaklama, yemek, eğitim herşey dahil Türkiye’den çok daha ucuza mal olacaktı bize... İngilizcemizi geliştirmek için büyük bir fırsat yakalamışken aynı anda farklı bir kültürü tanıyabilecektik. İngiliz yemeklerinin tadına bakıp, hafta sonları Londra’da alışveriş yapmak uğruna deli gibi gezebilecektim.(tabi bundan sevgilimin haberi yok :) ) Nasıl planım ama, harika değil mi?

Siz de sevgilinizle 14 Şubat’ta hem dünyanın en iyi dil okullarından birinde eğitim alıp, hem de unutulmaz anlar yaşamak istiyorsanız bence hemen EF’e gelip size uygun programlara göz atmalısınız.

Biz EF olarak 6 dilde 'seni seviyorum' diyebiliyoruz. Peki ya siz sevgilinize kaç dilde ‘seni seviyorum’ diyorsunuz? ;)

Herkesin Sevgililer Günü kutlu olsun...

Sevgiyle kalın,

Nesrin AKALIN

11 Şubat 2011 Cuma

Teyze-Yeğen Hikayesi (Episode 2)

EZGI; THE NEW YORKER

Geçen gün ablam aradı: "Mehlika! Ezgi’ye New York programı için söz vermeden önce niye bize sormadın?" dedi hesap sorarcasına… Ezgi? New York? Söz? Önce bir şey anlamadım ama yeğenimle konuşunca işin rengi belli oldu :)

Ezgi’nin geçtiğimiz yaz Bournemouth serüvenini hatırlarsınız; önce çok heveslenmişti; gitmeye yakın heyecanlanmış, hatta vazgeçmek bile istemişti; gidişi sırasında bir sürü macera yaşamıştı (bavulu başka bir yolcuyla karıştı, aileden ayrı ilk gecesinde kendini yalnız hissetti vb.) ama 3 haftalık Bournemouth deneyiminden öyle keyifli dönmüştü ki, hala herkese okulundan, aldığı eğitimden, yaptıkları aktivitelerden bahsediyor.

Ezgi bu sene başında benden 13-18 yaş aralığı için hazırladığımız kırmızı broşürlerden istedi. Kendisi bu yaz Amerika deneyimi yaşamak istediğine karar vermiş (kendi kendine!) ve New York’ta karar kılmış. Bütün arkadaşlarına da: "Teyzem beni bu yaz EF’in New York’taki okuluna kaydettirecek. Hatta kursun sonunda o da gelir, 1 hafta alışveriş yapar, New York’u teyzemle detaylı gezeriz" demeye başlamış. Bu sayede alışveriş yapmayı seven kız arkadaşlarından ve gezmeyi seven erkek arkadaşların oluşan bir grup bile oluşturmuş! Tabii bu konu ablamın ve eniştemin kulağına gidince, önce emrivaki yaptığı için kızdılar ama bir teyze olarak benden New York deneyiminin Ezgi’ye neler katacağını dinledikten sonra onlar da bu deneyime yeşil ışık yaktılar.

NewYork, "uyumayan şehir" olarak biliniyor. O kadar çok yapacak ve görecek şey var ki! 5th Avenue, Soho, Çin Mahallesi, Long Island, müzeler, Central Park, müzikaller, büyük pizzalar ve daha neler neler...

New York, her sene en az bir kere ziyaret etmeyi sevdiğim; özlediğim bir şehir... Yeğenim Ezgi’nin de New York’u tanıyacak olmasına seviniyorum; iki sebepten: Öncelikle; İngilizcesi bu sene sonunda çok daha pekişmiş olacak, ki bu onun geleceği için önemli bir avantaj sağlayacak. İkincisi de New York ziyaretlerim, genç kızlığa adım atmış sevgili yeğenimle bundan sonra daha da keyifli geçecek.

Daha sırada 3 yeğenim var; bakalım onlar büyüdükçe EF ile ne maceralara koşmak isteyecekler... Merakla bekliyorum :)

Sevgiler,

Mehlika Babaoğlu

9 Şubat 2011 Çarşamba

3 Boyutlu Dünyanın Kapılarını Aralayın!



EF ile 3 boyutlu dünyanın kapılarını aralamaya hazır mısınız?

Bambaşka bir boyutu keşfetmek için; www.ef.com.tr/3D adresine girerek ücretsiz 3 boyutlu gözlüklerimizden isteyin. Kendinizi Londra sokaklarında gezerken, Eyfel Kulesi'nin hemen önünde piknik yaparken ya da New York'un ihtişamına hayran hayran bakarken bulacağınız videomuzu 3 boyutlu izlediğinizde, EF ile yolculuğunuzun nasıl geçeceğini daha yurtdışına gitmeden keşfetmiş olacaksınız.

Keyifli seyirler! :)

EF Türkiye

8 Şubat 2011 Salı

Yoksa siz de "alışverişkolik" misiniz?

Alışveriş! Kimine göre çağımızın en büyük tutkusu... Kimine göre amansız bir hastalık... Kimine göre ise tatlı bir kaçamak... Alışveriş yapmayı seviyoruz, yani çoğumuz. Aslında daha çok bayanlar desek yanlış olmaz herhalde :) Şöyle bir düşünün. Alışveriş merkezinde kendinizi mağazaların içinde kaybedip, eve elinizde bir sürü alışveriş torbasıyla dönmediniz mi hiç? Ya da evde 35 çift ayakkabınız olduğu halde o siyah süet topuklu ayakkabıyı yine de almadınız mı? Bu sorulara cevabınız "evet" ise siz büyük ihtimalle bir alışverişkoliksiniz. Ama üzülmeyin, kesinlikle yalnız değilsiniz. Rebecca Bloomwood da öyle :)

Henüz kendisiyle tanışmadıysanız biz hemen tanıştıralım: Rebecca Bloomwood, Sophie Kinsella'nın "Shopaholic", yani nam-ı diğer "Alışverişkolik" serisinin ana karakteri... Sucessfull Savings isimli finans dergisinde çalışan bir gazeteci olan Rebecca (Becky), ev arkadaşı Suze ile birlikte Londra'da yaşıyor.

Alışveriş tutkusu yüzünden ciddi bir borç içerisinde bulunan Becky, bankalardan ardı ardına ihtar yazıları gelmesine rağmen alışveriş tutkusuna "hayır" diyemiyor ve yeni yeni şeyler almaya devam ediyor. Borcunu nasıl ödeyeceğini düşünen Becky'i bir sürü macera bekliyor ve elbette Luke Brandon ile yaşanacak sürpriz bir aşk da... Daha fazla anlatmayalım ki size de okuyacak bir şeyler kalsın :)

Kitabın yazarı Sophie Kinsella, "chick lit" adı verilen ve bayanlara yönelik yazılan edebiyat türünün en gözde yazarlarından... Asıl adı Madeleine Wickham olan İngiliz yazarın Alışverişkolik serisi dışında da birçok keyifli kitabı bulunuyor.

2003'te yayımlanan Can You Keep a Secret? (Sır Tutabilir Misiniz?), 2005'te yayımlanan The Undomestic Goddess (Pasaklı Tanrıça), 2008'de yayımlanan Remember Me? (Beni Hatırladın Mı?) ve 2009'da yayımlanan Twenties Girl (Yirmiler Kızı), yazarın okunması gereken kitapları...

"Alışverişkolik" serisinin keyifli kitapları ise şöyle:

- The Secret Dreamworld of a Shopaholic - 2000 (Confessions of a Shopaholic olarak da basıldı.)
- Shopaholic Abroad - 2001 (Shopaholic Takes Manhattan olarak da basıldı.)
- Shopaholic Ties The Knot - 2002
- Shopaholic & Sister - 2004
- Shopaholic & Baby - 2007
- Mini Shopaholic - 2010


Bu keyifli kitap serisinin filmi de çekildi. İlk kitabın film versiyonu olan "Confessions of a Shopaholic"i (Bir Alışverişkoliğin İtirafları) izlemenizi tavsiye ederiz. Yönetmenliğini P. J. Hogan'ın yaptığı filmin başrollerinde Isla Fisher ve Hugh Dancy oynuyor. New York'ta geçen film, kitabın gerçekten iyi bir yansıması...

Hep söylüyoruz; İngilizce'yi gerçekten öğrenmek için, hem iyi bir dil eğitimi almamız, hem de dili günlük yaşantımıza adapte etmemiz lazım. Yani orijinal dilinde kitap okumalı, film izlemeli, müzik dinlemeliyiz. Dili gerçekten anlamaya çalışmalı ve daha çok kulak dolgunluğu kazanmaya gayret etmeliyiz. Shopaholic serisi, özellikle "chick lit" tarzı kitapları sevenler için iyi bir alternatif... Ülkemizde bu kitapları orijinal dilde bulmak mümkün. Türkçesini okumak yerine İngilizce versiyonlarını okuyup dilinizi geliştirmek sizin elinizde!

Keyifli okumalar!

Kübra Çorapçı

7 Şubat 2011 Pazartesi

Taylor Swift'le tanışmak

Britney Spears’dan, Beyonce’den, Rihanna’dan, Miley Cyrus’tan hatta Lady Gaga'dan bile daha fazla konuşulan biri var. Amerika şu sıralar Taylor Swift’le çalkalanıyor. Amerikan halk müziği dalında kendi şarkılarını yazıp söyleyen Swift hem çok başarılı hem de çok güzel.

Hannah Montana serisinin güzellerinden Taylor Allison Swift, yani bilinen adıyla Taylor Swift, pek çok Hollywood ünlüsünün sahip olamadığı bir özelliğe sahip. Üstelik bu özelliği kendisinden daha tecrübeli yıldızları da kıskandırıyor. Şöhretin getirdiklerini çok tecrübeli bir şekilde karşılayan Swift, hayranları için vazgeçilmez oldu bile.

20 yaşındaki yıldız; People dergisi tarafından da en doğal güzel seçildi. Aşk hayatıyla gündeme gelse de onun için şu sıralar sadece bir kişi önemli: Jake Gyllenhaal. Ayrıldıkları yönünde dedikodular çıksa da çift çekilen son fotoğraflarında oldukça mutlu görünüyor.

Müziği konusundaysa tüm tartışmalara kendini kapamış durumda. Albümlerindeki kendisine ait şarkılarının hep birilerine ithafen yazdığını açık yüreklilikle her yerde ifade ediyor.

Peki bu güzel starla tanışmaya ne dersiniz? Peki ya size, bu şansı veriyoruz desek? :) Heyecanlandınız di mi? Hatta belki de inanmadınız bize ama www.ef.com.tr/TaylorSwift adresine giderek her şeyin çok kolay olduğunu kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Üstelik yarışmayı kazanan büyük ödül için yanında bir arkadaşını da götürebiliyor. Peki büyük ödül ne? Paris'te 2 gece konaklama ve Taylor Swift konserinde, güzel starla tanışma...

Daha ayrıntılı bilgi ve yorumlara ulaşmak için Facebook sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Hadi ne duruyorsunuz, hemen siteye formları doldurmaya...

İyi Şanslar hepinize!

EF Türkiye

3 Şubat 2011 Perşembe

EF öğrencisi Oxford Üniversitesi'nde!

EF Yurtdışı Üniversite Hazırlık Ekibi olarak, bizi çok mutlu eden bir haber aldık. Bu güzel haberi sizinle de paylaşmak istiyoruz: Avusturyalı öğrencimiz Michael Adamer; EF Yurtdışı Üniversite Hazırlık programının ardından, dünyanın sayılı eğitim kurumlarından Oxford Üniversitesi'ne kabul edildi. Kendisini yürekten tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz!

Neden siz de bu başarılı öğrencilerden biri olmayasınız? Michael'in bu konuda size tavsiyeleri var...

Öğrencimizden mesaj var!

"Anadili İngilizce olmayan biri olarak, EF Oxford'da İngiltere'deki üniversitelerin başvurularıyla ilgili bana yardımcı olabilecek birini arıyordum. Bu sebeple beni EF Üniversite Hazırlık Müdürü'ne yönlendirdiler. Onunla yaptığım ilk toplantıda, EF'in sunduğu Yurtdışı Üniversite Hazırlık programını ve bu programın içeriğini öğrendim. Bu program; UCAS süreci, kişisel niyet mektubu hazırlama, görüşmeler, referanslar gibi İngiltere'de okumayan birinin bilemeyeceği her şeyi kapsadığı için, benim adıma harika bir seçenekti.

Oxford'daki Yurtdışı Üniversite Hazırlık programı kapsamında çok profesyonel bir destek aldım. Üniversite Hazırlık Müdürü, başvurumu kusursuz hale getirmek için gerçekten çok çaba gösterdi. Sonuç olarak niyet mektubum harika oldu ve ana dili İngilizce olmayan biri olarak hazırladığım kusursuz niyet mektubu sayesinde üniversitelerdeki görevlileri etkileyebileceğimi hissettim."


İngilizce konuşulan ülkelerdeki üniversitelerde nasıl başarılı olacağınız ve en başarılı üniversitelere girmeyi nasıl garantileyebileceğiniz konusunda EF'in size nasıl yardım edebileceğini öğrenmek istiyorsanız, lütfen bizimle hemen irtibata geçin. 5 ülkedeki 11 kampus ve 150'den fazla anlaşmalı üniversiteden birini seçin. Sizi, EF Yurtdışı Üniversite Hazırlık programlarının başarı hikayesi yapmaktan mutluluk duyarız.

Adresinize ücretsiz broşür gönderilmesini istiyorsanız lütfen burayı tıklayın.

Sevgilerimizle,

EF Yurtdışı Üniversite Hazırlık Ekibi

2 Şubat 2011 Çarşamba

Açıl blog açıl...

Artık internet çağındayız. Neredeyse hepimiz duygularımızı sanal ortamda paylaşıyoruz. İnternet sayesinde kendimizi daha fazla kişiye tanıtabiliyor, vermek istediğimiz mesajları daha fazla kişiye yayabiliyoruz. Son yılların en gözde trendi de "blogging"...

Etrafınıza şöyle bir bakın; arkadaşlarınıza, yakın çevrenize sorun. Birçoğumuz ya blogları okuyor ya da belki kendimize ait bloglar açıp duygu ve düşüncelerimizi paylaşıyoruz. İşte bu sebeple; yakın zamanda gözümüze çarpan, dikkatimizi çeken birkaç örnek yerli-yabancı blog göstermek istiyoruz size. Bakalım bizim beğendiğimiz kadar sizde beğenecek misiniz? :)

İlk başarılı örneğimiz Evimiz Sokaklar... Sokaklarda yaşayan ya da daha doğrusu yaşamak zorunda bırakılan sevimli hayvanlarla ilgili çok güzel bir blog. En güzel yanı da; bloğun yaratıcısı Başak'ın zulüm gören, terk edilen, aç-susuz kalan o zavallı hayvanları göstermek yerine, sevimli ve dikkat çekici görsellerle ilgimizi sokak hayvanlarına yöneltmesi... Biz gerçekten de çekilen fotoğraflara ve alttaki yorumlara bakarken eğlendik, güldük, düşündük. Evimiz Sokaklar bloğunu merak edenler buradan bakabilir: http://evimizsokaklar.com

İkinci örneğimiz İtalya-Roma'dan... Hayat, kültür, teknoloji, sosyal sorumluluk gibi konularda dünyanın dört bir yanından ilginç örnekler sunan ve önemli bir rehber niteliği taşıyan bu blogda çok güzel fotoğraflar da yer alıyor. Çünkü bloğun yaratıcısı Nicoletta tam bir gezgin... Keyifli yazılarını okuyup çektiği harika fotoğrafları görünce; "Ziyaret etmediği, gezip görmediği bir ülke var mı acaba?" diye düşünmeden edemiyor insan. Bir göz atmak isterseniz adresi şöyle: http://bloggingaroundtheworld.wordpress.com

Üçüncü örneğimiz Amerika-San Diego'dan... Customers Rock! bloğunun yaratıcısı Becky Carroll, UCSD'de (University of California, San Diego) "Sosyal medya aracılığıyla pazarlama" konulu eğitimler veriyor. Blog gerçekten de ilgi çekici; özellikle de pazarlama, iletişim, sosyal medya gibi konulara ilgi duyanlar için... Blog; temelde müşteriler, onların deneyimleri ve iş hayatında bu deneyimlerin önemiyle ilgili yazılar içeriyor. Bloğu okumak ve Becky'nin bilgi birikiminden yararlanmak için şu adrese bakabilirsiniz: http://customersrock.net/

Blogging ve daha da ötesi sosyal medya, gün geçtikçe daha da çok kişinin ilgisini çekmeye başlıyor. Artık iletişimciler, spesifik olarak bu alana yönelip iş kuruyor. Sizin de hayaliniz blogging gibi keyifli bir iş yaparak, sosyal medya alanında çalışarak geçiminizi sağlamak olabilir. Eğer öyleyse size bir tavsiyemiz var: EF Uluslararası Dil Merkezleri'nin Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya konulu özel bir sertifika programı var. EF Cambridge ve EF San Francisco okullarında sunulan bu mesleki dil sertifikası programı, size yepyeni bir gelecek sunabilir. Detaylı bilgi edinmek isterseniz EF ofisleriyle irtibata geçebilirsiniz:

EF Taksim: 0212 292 34 55
Ef Suadiye: 0216 363 33 15
EF Ankara: 0312 468 0 555

Sanal dünyada şimdiden başarılar!

Kübra Çorapçı