Bazen soruyorum kendime: “Deli miyim acaba ya da kendimi sevmiyor muyum?” diye...
Gecesi gündüzü olmayan bir işte çalışacaksın; hem de en zorlu sektörlerden biri olan hizmet sektöründe -yani her zaman farklı farklı bir sürü şeyden şikayet eden müşterilerin olacak- üstüne üstlük insanların en değerli varlıklarını; yani çocuklarını emanet alacaksın. Ve işin daha da garip yanı, bu kadar yükü taşıyor olmaktan büyük bir keyif alacaksın…
Bu kadar zorluğa rağmen neden keyif alıyorum dersiniz?
• Hayatında ilk defa ailesinden ayrılıp yurtdışına dil eğitimine giden arkadaşlarımızın gitmeden önceki tedirginliklerinin yerini döndükten sonra alan özgüvenli bakışlardan,
• Hayatının deneyimini yaşayıp, farklı kültürlerden arkadaşlar edinen öğrencilerimizin neşe dolu hikayelerinden,
• Spordan kültürel aktivitelere, dil eğitiminden arkadaşlığa, partilerden konserlere koşup vizyonunu geliştiren öğrencilerimizden,
• Kendi EF ile eğitim almış, yıllar sonra çocuğunu bu deneyimle buluşturmak için aylar öncesinden randevu alıp gelen velilerimizin teşekkürlerinden,
• Giden tüm arkadaşlarımızı kendi çocuğu/kardeşi gibi sahiplenip takip eden çalışma arkadaşlarımın enerjisinden muhteşem keyif alıyorum.
EF (Education First), 45 yıldır dil eğitimi konusunda hizmet veriyor. Dünyanın dört bir köşesinde 40’ın üstünde okulu var. 6 dilde eğitim verecek altyapıya sahip. Sadece kendi okullarına öğrenci gönderiyor olması, EF’in farkını ortaya koyan özelliklerden yalnızca bir tanesi... Sunulan sigorta hizmeti, öğrenciler adına ayarlanan uçak biletleri, belki de yurtdışına giderken en çok korkulan vize konusunda verilen danışmanlık; EF’i en güvenilir eğitim kurumu yapıyor. Yani EF, kurs öncesi ve sonrasında öğrencilerinin her zaman yanında oluyor.
EF’li olmak, EF’ten olmak, EF’te öğrenci ya da çalışan olarak bulunmak paha biçilemez...
Yani; ben deli değilim ama yaptığım işi deli gibi seviyorum :)
Mehlika Babaoğlu
EF Türkiye Genel Müdürü