Sevgili EFormation Türkiye okurları,
Yepyeni bir röportajla yine karşınızdayız. Bildiğiniz gibi, Türkiye'de her yıl binlerce yeni üniversite mezunu iş aramaya başlıyor ve zorlu bir süreç yaşıyor. Artan rekabet de pek yardımcı olmuyor doğrusunu söylemek gerekirse...
Biz de tam bu sebeple, sektörün önde gelen insan kaynakları firmalarından Reed Türkiye'nin Genel Müdürü Asiye Özçelik Yıldırım ile görüştük. Asiye Hanım bize kendisi, Reed Türkiye ve Türk insan kaynakları pazarı hakkında bilgiler verdi; gençlere işe giriş süreçleri için önemli tavsiyelerde bulundu.
Meraklandığınızı tahmin ederek hemen röportaja geçiyoruz :)
***
EF Türkiye: Merhaba Asiye Hanım. Öncelikle bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Bize kısaca kendinizden ve kariyerinizden bahsedebilir misiniz?
Asiye Özçelik Yıldırım: Marmara Üniversitesi'nde Psikolojik Danışmanlık bölümünde eğitim aldıktan sonra, Boğaziçi Üniversitesi İşletme programını tamamladım. Psikolojik danışmanlık alanında grup terapileri ve bireysel terapi çalışmaları yaptım.
İnsan kaynakları, her zaman ilgimi çeken bir bölüm olduğu için bir holding bünyesinde İK departmanında görev aldım. İnsan kaynaklarının tüm bölümlerini gördükten sonra, seçme ve yerleştirme alanında uzmanlığımı geliştirmeyi arzu ettim. 13 yıl boyunca insan kaynakları danışmanlığı sektöründe birçok farklı pozisyonda görev aldım. 2011 yılı itibariyle Reed Türkiye’nin Genel Müdürü olarak görev yapmaya başladım.
EF Türkiye: Hayırlı olsun diyerek söze başlayalım o halde... Bildiğimiz kadarıyla Reed, özellikle İngiltere'de çok kuvvetli bir şirket. Bize Reed hakkında bilgi verebilir misiniz?
Asiye Özçelik Yıldırım: Reed, genç girişimci Alec Reed’in 1960 yılında İngiltere’de 75 Pound ile kurduğu, günümüzde Superbrands araştırmasında İngiltere’nin 201 numaralı ve en beğenilen İK markası haline gelmiş bir şirket... Reed, kuruluşundan itibaren geçen 51 yıl içerisinde büyük başarılara imza atmış. İngiltere danışmanlık sektöründe 'muhasebe' elemanı teminiyle ilk uzmanlaşan firma olmuş. Geçen süre içerisinde 30’un üzerinde uzmanlıkta dünya çapındaki 15 farklı ülkede bulunan 350’nin üzerinde ofisinden hizmet veren yapısıyla, firmaların İK alanında çözüm ortağı haline gelmiş.
2000’li yılların başında kurulan www.reed.co.uk Avrupa’nın en çok ziyarete edilen ve istihdamın gerçekleştirildiği internet sitesi olmuş. Şirketimiz gelişim sürecinde, sosyal sorumluluk projelerine de ağırlık vermiş. İnsanlığa destek vermek amacıyla Reed Vakfı'nı kurmuş. Reed Specialist Recruitment’ın %18’ine sahip Reed Vakfı; Ethiopiaid, The Big Give, Womankind Worldwide gibi yardım kuruluşlarını kurmuş ve gelişimlerini sağlamış.
Reed Türkiye olarak biz de haftanın bir günü, daha iyi bir dünya için çalışıyoruz.
EF Türkiye: Peki Reed Türkiye ne zaman kuruldu? Ozellikle hangi alanlarda işe alım üzerine uzmanlaşıyorsunuz?
Asiye Özçelik Yıldırım: Reed Türkiye 2011 yılında kuruldu. Türkiye’de sektörel ve disipliner uzmanlıklarda hizmet veriyoruz. Bankacılık & Finans, Hızlı Tüketim Malları, İlaç, Enerji ve Teknoloji sektörleri ana sektörlerimiz olarak yer alıyor. Belirttiğim sektörlerde bir genel müdürlükte olması gereken tüm pozisyonlarda uzman ve üst düzey seçme & yerleştirme danışmanlığı sağlıyoruz. Bunun haricinde bu sektör dışında disipliner uzmanlıklarımız arasında yer alan İK, Satış, Mühendislik, Satınalma, BT, Finans, Muhasebe ve Pazarlama pozisyonlarında; müşterilerimize aramakta oldukları yetenekleri istihdam ediyoruz. İnternet sitemizde ve Linkedin sayfamızda güncel pozisyonlarımızı yayınlayıp sektörlere aday havuzları oluşturuyoruz.
EF Türkiye: Yakın dönem hedefleriniz ve pazardan beklentileriniz neler?
Asiye Özçelik Yıldırım: Türkiye Reed olarak sektörün 'en fazla' işe alım yapan danışmanlık firması olmayı değil, 'en iyi' işe alım yapan danışmanlık firması olmayı hedefliyoruz. Her geçen gün büyüyen müşteri sayımız ve aday havuzumuzla, pazardaki payımızı arttırıyoruz.
EF Türkiye: Türkiye'deki işsizlik oranı ve her yıl mezun olan öğrenci sayıları malum... İK sektörü nereye doğru gidiyor sizce?
Asiye Özçelik Yıldırım: Türkiye’de genç nüfusun çok fazla olmasından dolayı her geçen gün işgücüne katılım sayısı artıyor. Tüm şirketler nitelikli adayları istihdam etmek istiyor. Artık üniversiteden yeni mezun veya tecrübeli adayların istemiş oldukları pozisyonlardaki işleri elde edebilmeleri için, diğer başvuru yapan adaylara oranla daha fazla beceri ve yetkinlikleri olması gerekiyor. İK’cılar doğru yetenekleri bulmak için birçok aşamalı görüşmeler gerçekleştiriyor. Bu görüşmeler esnasında kişinin genel yetenekleri, yetkinlikleri, dil becerileri, şirkete ve göreve uyumu gibi kriterler değerlendiriliyor. Artık parlak firmaların çalışanı olmak için tüm adaylar yarış halinde...
EF Türkiye: Evet, artık gerçekten de herkes yarış halinde. Peki siz bir adayla görüşürken en çok nelere dikkat ediyorsunuz? Seçtiginiz kişiyi hangi kriterlere göre seçiyorsunuz? Gerçi şimdi soracağımız soru, işe alınacak pozisyona göre değişiklik gösterebilir ama...
Asiye Özçelik Yıldırım: Günümüzde işsizlik oranının yüksek olmasından dolayı firmalar en iyi adayları istihdam etmek istiyor. Adayların eğitimleri, yabancı dil bilgisi, yetkinliklerini detaylı olarak değerlendiriyoruz. Artık kişilerin değerlendirilme sürecinde sadece bilgi birikimi ve geçmiş tecrübeleri değil; hayata bakış açısı, kişilikleri, arzu ve istekleri de büyük rol oynuyor. Dolayısıyla belli bir bilgi birikimine sahip adaylara, benzer sektörlerde geçmiş tecrübelerinde edindikleri bilgi birikimini değerlendirebilecekleri roller önerebiliyoruz. Sektörler arası pozitif transferler adaylara dinamizm, şirketlere yeni bakış açıları getiriyor. Tutarlılık, dürüstlük, açıklık, iletişim, takıma uygunluğu açısından değerlendirmelerimizi yaparken; pozisyonda aranılan yetkinliklerini de değerlendiriyoruz.
EF Türkiye: Bildiğiniz gibi, EF Uluslararası Dil Merkezleri olarak her yıl yüzbinlerce öğrenciye 6 dilde eğitim veriyoruz. Yabancı dil eğitiminin vazgeçilmez olduğunun sürekli altını çiziyoruz. Yabancı dil bilgisinin işe alım sürecindeki önemini bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Asiye Özçelik Yıldırım: İşe alım sürecinde yabancı dil kullanımı artık 'olmazsa olmaz' bir kural halini aldı. Giriş seviyesindeki bir adayın bile çok iyi İngilizce konuşuyor olması lazım. Ne yazık ki birçok kişi gündelik hayatta yabancı dil konuşamıyor. Biz görüşmelerimizde kişileri İngilizce mülakata alarak konuşma seviyelerini değerlendiyoruz. Eğitimi ve yetkinlikleri anlamında başarılı olan adaylar, yabancı dil kullanamadıkları için değerlendirmede elenebiliyor. Çokuluslu firmalardaki seçim sürecine dahil olan yabancı müdürlerle mülakatlar İngilizce olarak gerçekleştiriliyor. Daha ilk aşamada bile kendinizi doğru anlatabilmek için İngilizce bilginizi kullanmanız gerekiyor. İşe girdikten sonra tüm yazışmalar ve toplantılar İngilizce yapılıyor.
Başarılı bir kariyer için okuma, anlama ve konuşma konusunda en az bir yabancı dili çok iyi biliyor olmak gerekiyor. Lisanı konuşmanın dışında aranan daha farklı özellikler bile oluyor. Farklı kültürlerdeki insanlarla iletişimi olmuş mu? Farklı bir ülkede yaşamış mı? Bu tecrübelerden neler kazanmış? İş ortamına hangi tecrübelerini aktarabilir? gibi konular sorgulanabiliyor. Özellikle yurtdışı tecrübesi olan adaylar; gerek yabancı dili konuşmak, gerek bakış açısı olarak görüşmeyi yapan kişilerde olumlu bir izlenim bırakmakla birlikte farklılıklarını ortaya koyabiliyor.
EF Türkiye: O halde EF öğrencileri şansı diyebiliriz sanıyoruz :) Son olarak eklemek istedikleriniz...
Asiye Özçelik Yıldırım: Sonuç olarak genç nüfusa sahip bir ülkeyiz; üniversite sayımız ve buralardan mezun olan öğrenci sayımız diğer ülkelere göre yüz güldürüyor. Ancak lisan ülkemizde çok önemli ve çözülmesi gereken bir sorun... Genç nufüsumuzun lisan bilgisi olmamasından dolayı ülkemize yapılacak olan yatırımların farklı ülkere kaydığına şahit oldum. Bu nedenledir ki gençlere çok iş düşüyor. Kariyerinin yönetimi kendi sorumluluklarında. Önceliklerini belirleyip lisan konusunda kendilerine yatırım yapmaları gerekiyor. İyi bir eğitimlerinin olması yeterli değil, iyi bir yabancı dil bilgisi çok çok önemli! Bu nedenle kariyerlerini inşa ederken, yabancı dil bilgilerini değerlendirip vakit kaybetmeden dil konusundaki eksikliklerini tamamlamalarını tavsiye ederim.
EF Türkiye: Bize vakit ayırdığınız için tekrar teşekkür ederiz Asiye Hanım. Gerçekten çok faydalı bilgiler verdiniz. Eminiz EFormation Türkiye okurları çok faydalanacaktır.
Asiye Özçelik Yıldırım: Benim için de bir keyifti, ben teşekkür ederim. Başarılar dilerim...
***
İşte böyle... Rekabetin her geçen gün arttığı iş yaşamında en temel unsur, rakipler arasından farklılaşabilmek ve varolan yetkinliklerini doğru bir şekilde iletebilmek... Yabancı dilin önemini de unutmadan tabii! Bu arada yabancı dilinizin hangi seviyede olduğunu bilmiyorsanız; İngilizce, Almanca, İspanyolca ve Fransızca'nızı test edebileceğiniz bu linke mutlaka tıklayın.
Geleceğinize yatırım yapmak istiyorsanız, sizi EF'e bekliyoruz :)
Sevgiler,
EF Türkiye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder