18 Ekim 2010 Pazartesi

30 Yaş 30 Ülke

Her şey 1997 yılında, ben henüz ortaokula gidiyorken başladı, uçak pistten kalkarken hala gidiyor olduğuma inanmaz halde annemin gözlerinin içine bakıyordum, tekerlekler pistten ayrılır ayrılmaz artık emindim, gökyüzünde süzülen uçak, beni hiç bilmediğim bir diyara götürüyordu. Bu inanılmaz bir şeydi benim için! O anda artık bunun benim için bir tutku haline dönüşeceğini anladım ve 2 saat 40 dakikalık uçuş boyunca, yüzümden o anlamsız gülümsemeyi söküp atamadım.

Şubat tatili için İsviçre’de bulunan teyzemi ziyarete gitmeye karar vermiştik, ancak vize prosedürleri, uçak biletleri vs. o kadar çok pürüz vardı ki halletmemiz gereken, ben gerçekten artık gideceğimize inanmaz olmuştum. Ancak sonunda gerçekleşiyordu, TK8073 sefer sayılı uçak, gökyüzünde kuşlar gibi süzülüyordu...

İsviçre tatili boyunca bir çok yer görme, bol bol alışveriş yapma ve kuzenlerimle vakit geçirme imkanı buldum ama bu tatilin bana kattığı en önemli şey karşı konulamaz dil öğrenme isteğiydi. Kuzenlerim okullarını görmem için beni sınıflarına davet ettiğinde öğretmen, kuzenim aracılığıyla bana okulda hangi dili öğrendiğimizi sordu, “İngilizce” deyince, gelen soruları yanıtlayamayacak kadar İngilizce bilgisine sahip olamamak beni gerçekten çok utandırdı. Ama bu olay, o gün, o dakika bu dili layikiyle öğrenmek için karar vermeme neden oldu. Lise yıllarında kendi çabamla ilerlettiğim İngilizce’yi üniversite yıllarında bir kursa giderek öğrendim ancak hep eksik kalan bir yer vardı, her şeyi anlıyor, yazıyor, okuyor olsamda konuşurken ciddi problemler yaşıyordum.

Sonra uluslararası değişim programları yapan bir üniversite klubü ile tanıştım ve bu hayatımda bir dönüm noktası oldu, bir çok kez gerçekleştirdiğim yurt dışı seyahatleri sayesinde kendi yaşıtlarımla pratik yapma imkanı bularak dile hakimiyetimi bir hayli ilertletme şansı buldum. Bunun yanında yüzlerce farklı şehir ve kültürden edindiğim arkadaşlarım sayesinde, üniversite bittiğinde yepyeni bir Umut vardı ve bunun yanında çok sevdiğim İtalyan kültürü ve İtalyan arkadaşlarım sayesinde bir dilim daha.

Okul bittikten sonra iş hayatında öğrendiğim diller ve gördüğüm ülkeler sayesinde kazanmış olduğum vizyon, hep çok güzel fırsatlar çıkardı önüme... Gerek iş seyahatleri gerekse özel seyahatler sayesinde tutkumu sürekli besledim. Bu tutku, beni EF ile tanıştırdı ve işe başladıktan sonra bunu öğrenen herkesin ilk tepkisi “ Tam sana göre bir iş bulmuşsun!” oldu... EF’te çalışmak ve yurtdışı eğitimle ilgilenmek benim için çok büyük bir keyif. Her seyahat dosyası teslimimde öğrencilerimin gözünde o merak ve tutkuyu görmek beni işime daha çok bağlıyor. Onların heyecanını bende kendi işimde yaşıyorum.

Hayallarim henüz bitmedi; 30 yılda 30 ülke! 30 yaşıma 4 yıl kala bitiş çizgisine çok yakınım. Bu hayali gerçekleştirmek için şimdi bir dil daha öğreniyor ve her fırsatta daha da çok ülke görmek için elimden geleni ardıma koymuyorum ve yıllık iznimin gelip İspanya’daki okullarımızdan birinde EF öğrencisi olma keyfine erişmenin hayalini kuruyorum.

Umut Çağatay