
Bazı şehirler vardır; kültürel dokusuyla dünyaya mâlolan, insana dünyanın kalbinde olduğunu hissettiren, rüzgarlı çayırlarında yaşam sevincini bulabildiğiniz şehirlerdir bunlar... İstanbul benim için hep böyleydi zaten; ancak 1 Mart 2008 yılında uçağımın yakalandığı Emma kasırgası vesilesiyle hayatıma giren Münih, İstanbul'dan sonra beni en çok büyüleyen şehir oldu.
İspanya'nın Bilbao şehrine uçtuğum bir iş seyahatimde aktarma yapmam gereken Münih'e, fırtınanın içinde 4 saat asılı kaldıktan ve önce Nürnberg Havaalanı'na iniş yaparak fırtınanın dinmesini bekledikten sonra indik. İronik bir şekilde ölümden döndüğüm bir seyahat vesilesiyle Münih bana kollarını açmıştı. Aktarma yapacağım SpanAir uçuşu tabii ki o gün iptal edildi ve Lufthansa havayolları da bizi Münih'in Freising köyündeki bir otele yerleştirdi. Zaten Josef Strauss Havaalanı'ndaki durum da ertesi güne kadar düzeleceğe benzemiyordu.

Geceyi Münih merkeze giderek ve çevreyi tanımaya çalışarak geçirdik. Berlin ve Hamburg'dan sonra Almanya'nın 3. büyük kenti olan bu muazzam yerleşim, sert rüzgara rağmen nazlı bir gelin gibi sakin ve dingindi. Şehrin sloganı son yıllara kadar "Die Weltstadt mit Herz" (Yürekli Dünya Şehri) idi, fakat son yıllarda bu slogan yerini "München mag dich" (Münih Seni Seviyor) söylemine bıraktı. Gerçekten de Münih insana sevildiğini, korunduğunu ve güvende olduğunu hissettiren bir şehirdi. Bu duyguyu iliklerime kadar hissetmiştim. Almanya'nın en büyük finansal kaynaklarından biri olan Münih; aynı zamanda yüksek endüstriyel yapısı, yarattığı iş olanakları, çokkültürlü dokusu, sanat, eğlence ve gece hayatıyla da tam bir Avrupa şehriydi. BMW, Bosch ve Siemens gibi dünyanın en önemli Alman firmalarının merkezleri hep Münih'teydi. 1.5 milyona yaklaşmış nüfusu ve Bavyera eyaletinin üst düzlüklerine yayılmış 310 km yüzölçümüyle Münih, gerçekten bir modernlik abidesiydi.

Kısacası Almanca gibi edebi ve zengin bir dili Alman kültürünün yoğun olduğu Bavyera bölgesinde EF Uluslararası Dil Merkezleri farkıyla öğrenmek büyük bir avantaj. Alman kültürünün gerçekten yoğun olarak hissedildiği Bavyera ovalarının geniş düzlüklerinde Münih şehri sizleri sabırsızlıkla bekliyor. Ayrıca bu sayede Bavyera bölgesindeki diğer zengin şehirler olan Nürnberg ve Augsburg’u da tanıyabilir, hatta Avusturya sınırına yakınlığı nedeniyle Innsbruck’u bile ziyaret edebilirsiniz.
Bis bald! (Görüşmek üzere!) :)
Nurkan Sever