31 Ocak 2012 Salı

Geleceğin mesleği...

Merhaba Sevgili EFormation Türkiye okurları,

Bir başka röportajla yine karşınızdayız. Bu kez Arama Motoru Optimizasyonu (Search Engine Optimization) alanının önde gelen isimlerinden Serbay Arda Ayzit ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Serbay Bey bize kendisi, iş alanı ve gelişen teknolojinin hayatlarımıza getirdiği yenilikler konusunda bilgiler verdi.

***

EF Türkiye: Merhaba! Öncelikle bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz Serbay Bey. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Serbay Arda Ayzit: Merhabalar! Aslen Eskişehirliyim, üniversitede de Eskişehir’de işletme okuduktan sonra, Galatasaray Üniversitesi'nde pazarlama iletişimi yüksek lisansı yapmak için İstanbul’a geldim. Sonra da İstanbul’da kaldım. İlk olarak altivi.com’da Pazarlama Uzmanı olarak başladım iş hayatına. Daha sonra bravoo.com’da Online Pazarlama Uzmanı olarak devam ettim. Yaklaşık 2,5 senedir de SEM şirketinde SEO direktörü olarak çalışıyorum.

EF Türkiye: SEM’de ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?

Serbay Arda Ayzit: SEM’de arama motorları ile ilgili her türlü hizmeti sunuyoruz. AdWords reklamcılığı, arama motoru optimizasyonu ve sitelerin dönüşüm oranlarını artırmaya yönelik olan dönüşüm optimizasyonu hizmeti sunuyoruz.

EF Türkiye: Artık şirketler SEO uzmanları olmadan çalışmak istemiyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Search Engine Marketing dünyası nereye gidiyor?

Serbay Arda Ayzit: Bir siteye birçok kaynaktan trafik gidebilir ama en önemli kaynak genelde arama motorlarıdır. Çoğu büyük sitenin bile trafik kaynaklarının minimum %70’ini arama motorları oluşturur. Şirketler para harcamadan doğal arama ile trafik almak istediklerinde de SEO önemli bir hal alıyor. Artık şirketlerde mutlaka bir SEO Uzmanı olmak durumunda veya bu hizmeti şirketler dışarıdan almak durumunda. Aksi takdirde en büyük trafik kaynaklarını göz ardı etmiş olurlar.

EF Türkiye: Günün kaç saatini internetde geçiriyorsunuz? İşiniz için veya kişisel olarak hangi sosyal medya araçlarını kullanıyorsunuz?

Serbay Arda Ayzit: Sanırım günde sabah 9 – gece 1 arası çok yoğun şekilde internet kullanıyorum diyebilirim. Twitter ve Google Reader en çok kullandıklarım... İkisi de gündemi yakalamamı sağlıyor. Bu yüzden, bu iki aracı çok seviyor ve kullanıyorum. İş için ise genelde Google araçları ile geçiyor günüm.

EF Türkiye: Bir gün internetten vazgeçmek zorunda kalsanız hayatınızda neler değişir?

Serbay Arda Ayzit: Çok şey değişirdi, bilgisayarsız pek duramıyorum açıkçası. Napardım düşünemiyorum bile...


EF Türkiye: Çok keyifli bir blogunuz var. www.theblognote.com‘u ne zaman açtınız? O günden bu güne ne değişti?

Serbay Arda Ayzit: 4 sene oldu açalı, bildiklerimi paylaşmayı sevdiğim için açmıştım. Daha önceleri 99’lu yıllardan beri zaten forumlarda yönetici olarak paylaşım yapıyordum. Profesyonel hayata geçtikten sonra ise bloga başladım. İyi ki de başlamışım. Çok güzel kişileri tanıdım blog sayesinde. Eskiden ilgilendiğim gibi ilgilenemiyorum, tek üzüntüm bu.

EF Türkiye: Her ne kadar sosyal medyanın önemi gün geçtikçe artsa da, geleneksel mecralar yıllardır yerini koruyor. İleriki dönemlerde sosyal medyanın önemi geleneksel medyadan fazla olur mu?

Serbay Arda Ayzit: Geleneksel mecralardan elenecekler tabii ki olacak ama 360 derece pazarlama kavramının değişeceğini düşünmüyorum. Hala bütün kanallarda yer almak markalara büyük değer katıyor. İleride de öyle olacak. Sosyal medya sadece bir araç, nasıl telefonla müşterilere destek veriliyorsa; Twitter da başka bir iletişim kanalı. Etkisinin artacağı kesin ama geleneksel medyayı tamamen geçmesi çok zaman alacaktır. Belki geleneksel medya ile zaman geçtikçe entegre hale geçer ama tamamen geçmesi zor.

EF Türkiye: İnsanların hayatlarının gelecekte ne gibi yeni araçlarla etkilenebileceğini düşünüyorsunuz?

Serbay Arda Ayzit: Hayatımız gittikçe dijitalleşiyor. İleride de insanların karar vermelerine destek olabilecek süreçleri kolaylaştırabilecek araçlar önem kazanacak. Belki ileride arkadaşlarımıza alacağımız hediyeler için bile zeki sistemler yol gösterecek bize.


EF Türkiye: Online pazarlama artık günümüzün en önemli konularından... EF olarak bizim de bu konuda özel bir İngilizce sertifika programımız var ve oldukça ilgi görüyor. Gelecekte SEO Uzmanı olmayı isteyen, hayal eden gençlere ne gibi tavsiyeleriniz var?

Serbay Arda Ayzit: Tavsiyem çok okumaları... Hiçbir zaman gelişim bitmez, kendilerini devamlı eksik hissedenler hayatta daha başarılı olurlar. Video kanalları bize hayran olduğumuz birçok insanı dinlememizi sağlıyor. Bu gibi kanalları sık kullanarak devamlı bir şeyler dinlemek okumak lazım.

EF Türkiye: Bize vakit ayırdığınız için tekrar teşekkür ederiz Serbay Bey. Eminiz okurlarımız da bu söyleşiden en az bizim kadar keyif almıştır.

Serbay Arda Ayzit: Ben teşekkür ederim.

***

İşte duydunuz! Bu konuda kendinizi geliştirmek istiyorsanız; Serbay Bey'in tavsiyelerini mutlaka dinleyin! Bir de Online Pazarlama konulu programımıza göz atmayı unutmayın :)

Sevgiler,
EF Türkiye

30 Ocak 2012 Pazartesi

Karlar düşer...

Bugün İstanbul kara teslim... Birçok kişi evlerinden çıkmamayı tercih ediyor. Evde sahlep keyfi, pencerenin önünden kar yağışını izlemek nasıl da güzel gelir.

Bir de evden çıkmak zorunda olanlar var ki işte bu yazı tam onlara göre. Çünkü madem dışarı çıkmak zorunda kaldık bari karda yapabileceğimiz aktivitelere göz atalım istedik. Eğer Avrupa Yakası'ndaysanız ve yolunuz Taksim civarına düşüyorsa mutlaka ama mutlaka EF'e uğrayın. Anadolu Yakası'nda olanlar içinse EF Suadiye çaylarını hazırlamış bile! :) EF Taksim ofisinden çıktıktan sonra da, J'adore chocolatier cafe 'ye giderek sıcak çikolatalarınızı bu harika cafe'de kar yağışını izleyerek yudumlayabilirsiniz.

"Yok cafe'ler çok soğuktur daha sıcak ortamlar gerek" diyenlerdenseniz, hemen koşun bir sinemaya. Bu hafta hangi filmler var bir bakalım isterseniz. Karanlıktan Korkma, Neşeli Ayaklar, Berlin Kaplanı, Artist bizim favorilerimiz.

Karda yapılan yürüyüşler, sizi de derin düşüncelere itiyorsa, takın kulaklığınızı ve biraz şarkı dinleyerek her şeyden sıyrılın. Caroline Neron, Norah Jones, Adele, The Pierces, Michael Bublé Jason Mraz... Ruhunuzu dinlendiren başka hangi şarkılar var?

Akşam haberlerinde karda kayıp düşenleri gösteren haberlerin içinde yer almak istemiyorsanız, aman dikkat edin ve karın keyfini çıkarın... :)

Siz de kar yağdığında kendinizi kar küresinin içindeymiş gibi hissetmiyor musunuz?

Sevgiler,
Şirin

25 Ocak 2012 Çarşamba

İnternette yolculuğa davetlisiniz...


Eskiden sırt çantasını kapan kendini yollara atıp seyahete çıkabilirdi. Günümüzde ise en maceralı geziler bile önce internette başlıyor. Bir yere gitmeden önce orayı internet üzerinden tanımayı ve daha önce gezen kişilerin deneyimlerini okumayı hepimiz isteriz. Bu nedenle size uzun ve kısa bütün gezi planlarınız için yararlanabileceğiniz üç muhteşem siteden bahsedeceğim.

www.gezialemi.com : Bu kapsamlı gezi sitesi yurtiçi ve yurtdışı seyahat deneyimlerini paylaşan birçok yazarın ortak çalışması. Kendi kalemlerinden ve kadrajlarından bizlere dünyanın farklı şehirlerini tanıtan yazarlar hem eğlenceli hem de faydalı bilgiler veriyor. Gezinizi planlamak için haberler bölümünde ekonomik seyahat kampanyalarına bakabilirsiniz. Sitede her ülkede kutlanan festivalleri tarihlerine göre inceleyebileceğiniz bir bölüm de bulunuyor. Gezi kitaplarına ve dergilerine ilginiz varsa, bunların incelemelerini okuyabilirsiniz. Son olarak gerçek bir genel kültür kaynağı, Dünya Mirası Listesi de Gezi Alemi’nin güçlü yanlarından!

www.bekransarsilmaz.com : “Yol hiç bitmez, uzar gider” cümlesiyle açılan bir blog bu. Üstelik tasarımı insanı seyahate davet ediyor. 2011 Turkcell Blog Ödülleri Gezi kategorisinde 1. seçilen sitenin sahibi Bekran, şimdiye kadar Nepal, Hindistan, Japonya, Singapur, Tayland ve Kamboçya dahil olmak üzere pek çok ülkeyi gezmiş. Sayfanın Şu An Neredeyim bölümünde de göreceğiniz gibi şimdilik Avustralya’dan yazıyor. Bir de kendine göre en iyi 10 gezi filmini seçmiş ve hepimize tavsiye ediyor. Benim favori yolculuk filmim Motosiklet Günlüğü bu listede 2. sırada! Haydi hemen siteye tıklayın ve bu muhteşem filmlerin kaçını izlediğinizi görün 

www.gezijurnal.com : Bu harika blog bir değil, iki ödüllü! Turkcell Blog Ödülleri’nin Gezi Blogları kategorisinde geçen sene dördüncü, bu sene üçüncü seçilen sitede daha çok yurtiçi gezilerine ağırlık vermiş. Bolu, Edirne, Bursa gibi İstanbul’a yakın yerlerin yanı sıra İstanbul içinde gezilecek yerlerle ilgili yazılar da var. Bir yolculuğa çıkmadan önce ihtiyacınız olabilecek her alanda başvurabileceğiniz sitelerin listesi faydalı bir kaynak. Bu blogun en sevdiğim yanı ise çok zengin bir Anadolu turları bölümü bulunması. Türkiye’nin doğal güzelliklerini keşfetmek isteyen yabancı arkadaşlarıma tavsiyeler verirken artık bu siteyi kullanacağım.

Sevgiler,
Mine

16 Ocak 2012 Pazartesi

Voca gezegeninden gelenler...

"Duymak üzere olduğunuz şey, saf insan sesi! Enstrüman yok! Ses efekti yok! Saf, canlı!"

İşte bu cümlelerin İngilizcesi ile başlıyor bu yazımıza kaynak olan video... Ve "play" tuşuna basmanızla birlikte sizi bambaşka bir dünyaya götürüyor, şok ediyor, eğlendiriyor, heyecanlandırıyor, şaşırtıyor... Neden mi bahsediyorum? The Voca People'dan tabii :)

Daha önce The Voca People ismini duymuş muydunuz bilmiyorum ama bu yazıdan ve videolarını izledikten sonra pek unutabileceğinizi sanmıyorum :)


The Voca People grubu kendilerini "Tüm iletişimin müzik ve vokal ifadelerle yapıldığı, güneşin arkasında yer alan Voca gezegeninden gelen dostcanlısı yaratıklar" olaran tanımlıyor. Onlar, çok başarılı bir vokal teatral performans grubu. Vokal sesleri ve akapella tarzını modern beat-box ile birleştirerek farklı bir yorum sunuyorlar. Grup; Sanat Direktörü Lior Kalfo, Müzik Direktörü Shai Fishman ve Prodüktörler Revital ve yine Lior Kalfo ile çalışıyor. Eğer bir Myspace kullanıcısı iseniz sayfalarına şuradan ulaşabilirsiniz: http://www.myspace.com/vocapeople

Videolarını izlemek isterseniz lütfen ilk video için burayı ve ikinci video için burayı tıklayın :)


En yakın gösterileri 31.01.2012 tarihinde Fransa'da. Belki Paris ve Nice okullarında okuyan EF öğrencileri, bu muhteşem gösteriyi izlemeye gidebilir. Gösterilerin tarihleri ve biletler için şuraya bakabilirsiniz: http://www.voca-people.com/tickets.aspx

İşte böyle... Gerçekten de çok etkileyici bir grup değil mi? Ben gene The Voca People dinlemeye döneyim. Size de iyi dinlemeler :)

Sevgiler,
Kübra

IELTS hakkında her şey...

Sevgili EFormation Türkiye okurları,

Hepimizin merak ettiği ve zaman zaman araştırma yaptığı bir konu IELTS sınavı... Biz de bu sebeple British Council Sınavlar Birimi Yöneticisi Cahit Özer ile kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Bu sınav nedir, nasıl bir sınavdır, zor mudur, kolay mıdır, TOEFL'dan farklılığı nedir merak ediyorsanız; bu keyifli röportajı okumanızı tavsiye ederiz.

***

EF Türkiye: Cahit Bey merhaba! Öncelikle bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Cahit Özer:1998 Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü mezunuyum. Sonraki yıllarda İTÜ’de MBA yaptım. Çeşitli firmalarda satış ve pazarlama üzerine çalıştıktan sonra 2009 yılında British Council’da IELTS İş Geliştirme Müdürü olarak çalışmaya başladım. 2011’den itibaren de Sınavlar Birim Yöneticisi olarak çalışmaktayım.

EF Türkiye: IELTS sınavı dünyanın her yerinde kullanılıyor mu? Yılda ortalama kaç kişi bu sınava giriyor?

Cahit Özer:IELTS dünyanın her tarafında geçerliliği olan bir sınav. Geçmişteki “Sadece İngiltere veya Avustralya’ya gidecek olanlar IELTS’e girmeliler” düşüncesi artık geçerli değil. Amerika’da da 3.000 civarı eğitim ve iş veren kurum, IELTS sonucunu kabul etmekte. Zaten bu sebeplerden dolayı son yıllarda IELTS dünyanın en fazla tercih edilen sınavı oldu ve senede yaklaşık 2 milyon kişi IELTS almakta. Türkiye ise Avrupa’da en çok IELTS alınan ülke. Türkiye’yi İtalya takip ediyor.

EF Türkiye: Sınav online olarak alınabiliyor mu? Yoksa sadece kağıt üzerinde mi uygulanıyor?

Cahit Özer:IELTS sadece paper-based yani kağıt kalem uygulaması olan bir sınav. Dünyanın en çok tercih edilen sınavı olmasının önemli sebeplerinden birisi de bu zaten.


EF Türkiye: Sınavı bize biraz anlatabilir misiniz? Ne gibi bölümler var? Zor bir sınav mı?

Cahit Özer:Sınav, dinleme, okuma, yazma ve konuşma bölümlerinden oluşuyor. İlk 3 bölüm grup halinde alınırken, konuşma bölümü birebir sözlü hocalarımız ile uygulanmakta. Zorluk, kolaylık göreceli bir kavram ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki aynı amaca yönelik benzer sınavlara göre adayların çok daha lehine ulan bir uygulaması var IELTS’in. Her şeyden önce paper-based bir sınav ve konuşma bölümünde karşınızda birisinin olması, computer-based uygulamalara göre çok daha uygun bir ortam sağlıyor adaya. Speaking bölümü zaten özellikle Türk öğrenciler için en stresli bölümdür. Karşınızda kimse olmadan mikrofon-internet yolu ile kayıt cihazına konuşmak çoğu zaman bildiklerinizi söyleyebilmeniz konusunda bile sıkıntı yaratabilir. Tabi bir de teknolojiyi sınav uygulamalarının içerisine çok fazla entegre etmek olası negatif koşullarda (hat düşmesi vb.) hep adayın aleyhine sonuçlar doğurur. Her bölümden 9 üzerinden tam veya buçuklu notlar alınır ve bu notların ortalaması, Overall Score dediğimiz genel sonu belirler. Her kurum kendi kararı neticesinde istediği notu talep eder adaydan.

EF Türkiye: Amerika’daki üniversiteler uzun yıllardır sadece TOEFL sınavını kabul ediyorlardı ama duyduğumuz kadarıyla IELTS artık Amerika'da da geçerli. Bu konu hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

Cahit Özer:Daha önce de belirttiğim gibi eskiden Amerika’ya gidecek olanlar TOEFL, İngiltere veya Avustralya’ya gidecek olanlar IELTS’e girmeliler gibi bir düşünce vardı. Artık her iki sınavda dünyanın her yerinde geçerli. Globalleşen dünyada bu durum zaten kaçınılamazdı. Ülkemizde de YÖK’ün 2009 yılında yayınladığı bildirim ile tüm üniversitelerimiz her iki sınavı da Hazırlık Muafiyeti için kabul etmekteler. Önemli olan adayın kararı, hangi sınavın uygulamasını kendisi için daha uygun görüyorsa o sınavı alabilir. Tabii ki her iki sınav için de istisnai kurumlar olabilir ama bu genel durumu değiştirmez düşüncesi artık geçerli değil.

EF Türkiye: IELTS’in TOEFL sınavına göre daha kolay olduğunu söylüyorlar. Böyle bir kıyaslama yapmak doğru mu?

Cahit Özer:TOEFL, çok istisnai durumlar dışında bilgisayar ortamında uygulanan bir sınav. Zaten bu sebeple TOEFL IBT (Internet Based Toefl) olarak adlandırılır. Sınav içeriğinin zorluğu / kolaylığı konusunda yorum yapmam doğru değil ama genel düşünce kağıt-kalem uygulamanın adaya kolaylık sağladığı yönünde. Ama dediğim gibi bu durum, soruların kolaylı ile ilintili bir konu değil.

EF Türkiye: EF olarak bizim de IELTS’e özel sınav hazırlık programlarımız bulunuyor. Siz IELTS’e girmek isteyenlere sınav hazırlığı açısından ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Cahit Özer:IELTS’e hazırlanmak için önce İngilizce bilginizin belirli bir seviyeye gelmesi gerekmekte. Ondan sonra IELTS sınav formatına paralel çalışmalar yapılmalı. İngilizce seviyesinin çok iyi olduğunu düşünen adaylara bile en azından formatı tanımaya yönelik kısa süreli dersleri öneriyoruz. Sonuçta her sınavın kendine göre bir formatı vardır ve ne yazık ki bir çok aday hiç örnek soru bile çözmeden sınavı alıyor ve gerçek bilgilerini gösteremiyor.

EF Türkiye: Türkiye’de hangi illerde ve merkezlerde bu sınavı alabilirler?

Cahit Özer:İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’da düzenli olarak sınav yapıyoruz. Mesela İstanbul’da ayda 2 veya 3 sınav oluyor. 2012 yılında İstanbul’da 34 sınav yapacağız ki neredeyse her ay 3 sınav demek. Bu 4 il dışında ise kurumlardan talep geldiğinde sınav yapıyoruz. Mesela Eskişehir’de Ocak ayında bir sınavımız oldu. Antalya’da Nisan ayında sınavımız olacak.

EF Türkiye: Sınava giriş tarihleri nelerdir? Örneğin en yakın birkaç tarihi bizimle paylaşabilir misiniz?

Cahit Özer:Çok sık sınavımız olduğu için en doğrusu www.britishcouncil.org.tr adresinden sınav tarihlerini takip etmek.

EF Türkiye: Sonuçlar ne kadar zamanda belli oluyor ve sınava girenlere nasıl bildiriliyor?

Cahit Özer:Sınav tarihinden sonraki 13. gün sonuçlar web sitemizden açıklanır ve adaylar aday numaraları ile giriş yaparak sonuçlarını öğrenebilir. Yine aynı gün adayların belirttikleri adreslere sonuç belgeleri kargolanır ve 1-2 gün içerisinde ellerinde olur. Sonuçlar telefon, e-mail vb. yollarla açıklanamaz.

EF Türkiye: Eklemek istedikleriniz…

Cahit Özer:Sahip olduğunuz uzmanlıkları uluslararası geçerliliği olan belgelerle ortaya koymak çok önemli. İş başvurusu yaparken, başvurulan kurum özellikle belirtmese de “İngilizce seviyeniz” sorusunun karşılığını bir belge ile ortaya koymak, kişiyi diğer adaylardan bir adım öne çıkartacaktır. Günümüzde neredeyse herkes İngilizce bilmekte, bilgisayar kullanmakta, bu sebeple kişilerin bu donanımlarını sadece “biliyorum” diyerek yarattıkları bir fark kalmadı. Belgelemenin çok büyük bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

EF Türkiye: Cahit Bey, bize vakit ayırdığınız ve okurlarımızı aydınlattığınız için çok teşekkür ederiz.

Cahit Özer:Ben teşekkür ederim.

***

İşte böyle... IELTS hakkında bilmemiz gereken her şeyi öğrendik. Umarız bu röportaj sizler için de faydalı olmuştur.

Sevgilerimizle,

EF Türkiye

12 Ocak 2012 Perşembe

Moda tutkunlarına müjde!

Moda sizin için vazgeçilmezler arasında mı? Tasarım haberlerini takip eder misiniz? Gardorabınızın önünde her gün 15 dakikadan fazla vakit geçiriyor musunuz? Özellikle kıyafet ve ayakkabı alışverişi tutkunuza hakim olamıyor musunuz? Peki kendinizi yaratıcı buluyor musunuz?

Cevaplarınızdan çoğu evet ise size harika bir haberimiz var! EF'in moda tasarımına özel bir İngilizce programı var! :) Eğer moda tasarımı üzerine kendinizi ve İngilizce dil seviyenizi geliştirmek isteyorsanız, bu program tam size göre!

Bu özel programımızdan kısaca bahsedelim: Yaklaşık 9 veya 6 aylık sürelerle sunulan moda tasarımı konulu Advanced Diploma programı, hem modanın gösterişli dünyasının hızlı temposuna ayak uydurma, hem de İngilizce dil becerilerini geliştirme konusunda öğrencilere yardımcı oluyor. New York ve Londra’daki okullarımızda sunuluyor. Bu program sayesinde İngilizce konuşmada akıcılık kazanırken, moda ve tasarım dünyasında yerinizi almak üzere hazırlanabilirsiniz.


Program ayrıca; öğrencilere sektörü yakından tanıma fırsatı sunuyor ve profesyonel girişimlerinde ihtiyaç duyacakları moda jargonunu da öğretiyor. Trendleri tahmin ve tarif etme, pazarlanabilir bir kreasyon yaratma ve yaratılan ürünleri satmanın en iyi yöntemlerini öğrenme gibi farklı alanlarda da uzmanlaşıyorlar. Programa kabul koşulları lise mezunu olunması ve B2 İngilizce dil seviyesi... Bu özelliklere sahip herkes programlara katılabiliyor.

Eğer hayalinizde moda tasarımı ile ilgili bir iş alanı varsa, bu özel mesleki dil sertifikası programını kaçırmayın derim! :)

Sevgiler,
Kübra

10 Ocak 2012 Salı

Can Bonomo Bakü'de!

Türkiye'nin tartışmayı en çok sevdiği konulardan biri yine gündemde; EUROVISION... Her sene ülkemizi kimin temsil edeceği büyük merak konusu olmaz mı?

Yine bu dönemlerden birindeyiz. Hande Yener, Atiye ve Sıla gibi birçok isim söylendi bugüne kadar ama TRT sonunda Can Bonomo'da karar kıldı. Üniversite gençliğinin büyük beğenisini çoktan kazanmıştı zaten Can Bonomo. Özellikle ilginç klipleriyle dikkatleri üzerine toplayan Can'ı henüz bilmeyenler için biraz tanıtalım istedik. Can, İzmirli. Müziğe 8 yaşında gitar çalarak başlıyor. Ortaokul ve lisede de İzmir'de müzik yapıyor daha sonrasında da İstanbul'da müzik hayatına devam ediyor. İstanbul'da ses prodüksiyonculuğu yaparken Bilgi Üniversitesi’nde Sinema-Televizyon Bölümü’nde okuyor. Üniversite yıllarında Radyo Klas, Number One FM ve Radio N101’de radyoculuk yapıyor. Daha sonra, televizyona geçerek Number One TV ve MTV’de televizyon programları hazırlıyor. Televizyonculuk kariyerine sadece program hazırlayarak devam ettiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu süre boyunca çeşitli reklamlarda da yol alıyor. Tüm bunlardan sonra, yaklaşık iki yıllık hummalı bir hazırlıktan sonra da Ocak 2011’de Can Saban'ın yapımcılığı ile ilk albümü “Meczup”u yayınlıyor ve karşımıza çıkıyor. Meczup'u hala dinlemeyenler için tık tık tık.

Şimdi dört gözle Eurovision şarkımızı bekliyoruz... Can Bonomo Bakü'yü sallar mı dersiniz? :)

Sevgiler,
Şirin

3 Ocak 2012 Salı

Kendime yeni bir BEN lazım...


2012 yılına sonunda girdik...Umarız hepinizin yeni yıl başlangıçları çok keyifli olmuştur!

Yeni sene için hedeflerinizi belirlediniz mi? Hala belirlememiş olanlar için harika haberlerimiz var. Aşağıda göreceğiniz yeni yıl hedeflerinden birini seçerek, hayalinizdeki şehirde 2 haftalık dil eğitimi kazanabilirsiniz.

Peki bu hedefler neler olabilir?

1. Kariyerinizde ilerlemek,
2. Yeni bir iş,
3. Daha fazla seyahat etmek...

Hangisi sizin hedefiniz? Yurtdışında bir dil öğrenerek, global pazardaki yerinizi sağlamlaştırmak olabilir ya da yurtdışında dil eğitimi alarak hayallerinizdeki işi elde etmek de seçenekleriniz arasında. Belki sizin hedefiniz çok daha fazla seyahat ederek bir yandan dünyayı keşfetmek bir yandan da dil öğrenmektir.

Bize sadece hedefinizi söyleyerek bu yarışmayı kazanabilirsiniz...

Şimdiden hepinize iyi şanslar!

Sevgiler,
Şirin